Sümela manastırı bilgileri, tarihi, duvar fresleri, süslemeleri ve efsaneleri ile sadece Trabzon kentinin değil Karadeniz bölgesinin en sırlarla dolu yeridir. Trabzon’da bulunan, yerli ve yabancı turistlerin en fazla ziyaret ettiği tarihi manastırdır. Karadeniz bölgesinde görülmesi gereken gezilecek tarihi yerlerin başında gelmektedir. Bu içerikte Sümela manastırı tarihçesi, freskoları, eserleri, mimarisi gibi konular bulunmaktadır.
Sümela manastırı nerededir, nasıl gidilir diye soracak olursanız, Sümela manastırı, Trabzon ili, Maçka ilçesi, Altındere köyü ve Altındere Vadisi Milli Parkı sınırları içerisinde yer alır. Deniz seviyesinden 1.150 metre yükseklikteki eski Yunan Ortodoks manastır ve kilise kompleksi olan Sümela’nın tam adı ‘Panagia Sumela’ veya ‘Theotokos Sumela’dır.
Trabzon sahilinden 45 km kadar uzakta olan manastıra gidiş yolu Maçka’ya kadar düz olmakla birlikte vadi içinden gidilmektedir. Sonrasında ise yol nispeten virajlı ve yukarıya doğrudur. Ortalama tüm yol 1 saat kadar sürmektedir.
Sümela Manastırı fotoğrafları için tıklayınız
Altındere Vadisi Milli Parkı
Sümela manastırı hakkındaki tüm bilgilere geçmeden önce, içinde bulunduğu Altındere Vadisi Milli Parkı’nı ufak da olsa tanıtmakta fayda var. 1987 yılında milli park olan Altındere Vadisi yine Maçka ilçesi sınırları içerisindedir. Tüm yayla yollarının toplam uzunluğu 2605 km’dir. Tamamı devlet ormanı olan alan 4800 hektardır. Altındere vadisi içinde 135 bitki, 43 memeli hayvan, 181 böcek, 184 kuş, 9 amfibi, 10 balık ve 12 sürüngen türü yaşamaktadır. Tabi ki bu veriler milli park statüsü verildiği 1987 yılına ait bilgilerdir.
25.02.2000 Tarihinde Sümela Manastırı (veya Meryem Ana Manastırı) Türkiye’den UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi‘ne girerek çok daha önemli bir konuma gelmiştir.
Sümela Manastırı Açıldı mı?
22.09.2015 tarihinde Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün aldığı karara göre, taş ve kaya düşmesi sebebiyle, Sümela manastırı bir yıl boyunca kapatılmıştır. Ancak üzerinden 3 yıl geçmiş olmasına rağmen 2018 yılında da henüz açılmamıştır. Bu durumdan hem ülkemiz hem de özellikle yöre halkı başta ekonomik olmak üzere zarar görmüştür. Kültür ve Turizm Bakanı’nın yaptığı açıklamaya göre, Sümela manastırının açılışı 2019 yılına kalmış ve ’18 Mayıs Müzeler Günü’nde açılmışsa da, bu Sümela’nın çok az bir bölümünün açılışını kapsamaktadır. Ancak Sümela manastırı açıldı mı? diye soracak olursanız 28 Temmuz 2020 tarihinden itibaren tüm parkurlar açılmıştır.
Ayrıca restorasyon çalışmaları devam ederken, Sümela manastırında gizli bir geçit sonucunda bir şapel bulunmuş olup, yeni bulunan şapelde ‘cennet ve cehennem’ ile ‘yaşam ve ölüm’ tasvirlerinin olduğu fresklerin olduğu da kamuoyuna duyurulmuştur. Yeni bulunan şapele, manastırın kuzey çatısının sağ yamacında bulunan gizli bir geçitle girilmektedir. Edinilen bilgilere göre restorasyon çalışmaları kapsamında bu yeni bulunan şapele giriş için ahşap bir yol yapılmaktadır.
Sümela Manastırı Ziyaret Bilgileri ve Giriş Ücreti 2024
Tüm parkurları açılan Sümela Manastırı giriş ücreti 2024 yılı itibari ile 450TL olarak belirlenmiştir. Aynı zamanda manastırın içinde bulunduğu Altındere Milli Parkı’na giriş ise 17TL olarak belirlenmiştir. Haftanın her güni açık olan Sümela Manastırı ziyaret saatleri ise 08:00-20:00 arasındadır. Gişe ise 19:30 da kapanmaktadır.
Sümela Manastırı Tarihçesi
Karadeniz Rumları arasında anlatılan bir efsaneye göre Atinalı Barnabas ile Sophronios adlı iki keşiş aynı rüyayı görmüşler; rüyalarında, İsa’nın öğrencilerinden Aziz Luka’ın yaptığı üç Panagia ikonundan, Meryem’in bebek İsa’yı kollarında tuttuğu ikonun bulunduğu yer olarak Sümela’nın yeri malum olmuş. Bunun üzerine birbirlerinden habersiz olarak deniz yoluyla Trabzon’a gelmiş, orada karşılaşıp gördükleri rüyaları birbirlerine anlatmış ve ilk kilisenin temelini atmışlardır.
Kilisenin M.S. 365 – 395 tarihleri arasında inşa edildiği sanılmaktadır. Manastırdaki fresklerde sıkça yer alıp, özel bir önem verilen Trabzon İmparatoru III.Alexios’un (1349 – 1390) manastırın gerçek kurucusu olduğu sanılmaktadır. Kilisenin ilk kuruluşu ile manastır haline dönüşümü arasındaki bin yıllık dönem hakkında fazla bir şey bilinmemektedir. Ancak 14. yüzyıldan itibaren Osmanlı fethinden sonra manastıra padişahlar çeşitli imtiyazlar vermiş ve ferman çıkartmışlardır. Bundan dolayı bölge İslamlaştırılırken gizli Hristiyan köyleri manastırı çevrelemiştir.
Sümela manastırı, 18 Nisan 1916’dan 24 Şubat 1918’e kadar süren Rus işgali sırasında Maçka civarındaki diğer manastırlar gibi bağımsız bir Pontus devleti kurmak isteyen Rum milislerin karargahı olmuştur. Nüfus mübadelesi ile bölgedeki Hristiyanların Yunanistan’a gönderilmesinin ardından önemini yitirerek T.C. Kültür Bakanlığı tarafından yakın zamanda onarılana dek kaderine terk edilmiştir. Halen konservasyon ve restorasyon çalışması sürmektedir.
Yunanistan’a mübadele ile göçen Karadenizli Rumlar Veria kentinde Sümela adını verdikleri bir kilise inşa etmişlerdir. Her yıl Ağustos ayında tıpkı geçmişte Trabzon Sümela’da yaptıkları gibi yeni manastırın çevresinde geniş katılımlı şenlikler düzenlemektedirler.
1924 yılında ören yeri olarak kullanılmaya başlanan manastır, 2010 yılında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin izni ile Hristiyanlarca Meryem Ana’nın göğe yükseliş günü olarak kabul edilen ve kutsal sayılan 15 Ağustos günü 88 yıl aradan sonra ilk ayin düzenlenmiş, ayini Fener Rum Patriği Dimitri Bartholomeos yönetmiştir.
Manastır Mimarisi
Sümela manastırı doğal ve oldukça geniş, yüksek bir mağara içerisine önü duvarlarla örülerek yapılmıştır. Manastır ilk yapılışından sonra birbirini izleyen, bazen yan yana, bazen üst üste yapılarla büyük bir yapı topluluğu görünümündedir. 19. Yüzyılda mimari yönden çok zenginleşmiş ve yeni yapılarla son derece görkemli bir görünüme kavuşmuştur. Manastırın odak noktasını oluşturan mağara önünün bir duvar ile örülmesi ve buradaki şapel, yapıyı tamamlamaktadır. Bunları irili ufaklı düzensiz biçimde yapılmış birçok hücre ve şapel sınırlamaktadır. Son derece düzensiz, yığma moloz taşlardan yapılan bu binaların üzerlerinin eski resimlerden anlaşılacağı gibi ahşap elemanlarla tamamlandığı görülmektedir. Avlunun sağında, vadiye bakan alanda 1860 yıllarında yapıldığı sanılan misafir hücreleri ile kütüphane yer almaktadır. Bugün önü tamamen yıkılmış olan kütüphane duvarlarına oldukça iri harflerle yazılmış “Bibliotheka” sözcüğü okunmaktadır.
Sümela’nın freskolarında İncil, Tevrat ve Aynaros resim rehberinde sözü edilen konular işlenmiştir. Manastırın dış yüzeyini kaplayan freskoların büyük çoğunluğu 1710-1740 yıllarında Caldiya (Gümüşhane) Mişabu (Papazbaşı) Ignatios’un emriyle yapıldıkları sanılmaktadır. Ancak bugün görülebilen fresklerin altında daha eski tarihlere inebilen örneklerin olması olasıdır. Büyük olasılıkla da erken tarihli freskolar 1740 tarihli onarımda yenilenmiştir.
Sümela Manastırı Freskoları ve Eserleri
Mağara kilisenin dış yüzü her biri düzgün çerçeveler içerisine alınmış birçok resimlerle bezenmiştir. Bunların büyük bir bölümü çok yıpranmış, bazılarının seçilmeleri güçleşmiştir. Buradaki resimlerin ilk bölümünde evrenin yaratılışına yer verilmiştir. İkinci bölümde özellikle erkek ve kadının yaratılışı resmedilmiştir. Allah’ın öğütleri, günah işlemeye teşvik, cennetten kovulma, Adem ile Havva görülmektedir. Üçüncü bölümde kıyamet sahnesi, Thomas’ın şüphesi, Mezardaki Melek, Birinci İznik Konsülü, Kabil’in kardeşi Habil’i öldürmesi ve Anastasis sahnesi konu edilmiştir. Bunları izleyen dördüncü bölümün ilk üç panosu anlaşılamayacak kadar harap olmuştur. Haç, Hamsin Yortusu, görünüşün değişmesi, Melek’in Joachin’e görünmesi, Tebşir, Mabet’e takdim ve İsa’nın göğe yükseliş sahnesi bu şerit halindeki freskleri izlemektedir.
Güney duvarının dış yüzünde yarıdan fazlası dökülmüş olmasına rağmen bir av sahnesi ile Hz. Meryem’in ölümünden sonra melekler tarafından gökyüzüne götürülüşü resmedilmiştir. Absisin dış yüzündeki Hz. İsa’nın doğumu, Hz.İsa’nın mabette temsili, Lazaros’un dirilişi; Absidin kuzeyinde Kudüs’e giriş, Hz. İsa’nın çarmıhtan indirilişi, ölümünden sonra yeniden diriliş sahnelerine yer verilmiştir. Mağara içerisindeki en ilginç kompozisyonlardan biri, muhteşem bir tahtta oturan Hz. Meryem’in freskidir.
Cumhuriyetin ilanından sonra bölgede yaşayan Rumlar Yunanistan’a gittiklerinden dolayı, manastır sahipsiz kalmıştır. Bunun kaçınılmaz sonucu olarak da manastır kısa sürede harap olmaya başlamıştır. Kârgir bölümler yıkılmış, ahşap bölümler yanarak yok olmuştur. Ayrıca yağmaların yanı sıra geçirdiği yangın ve doğa koşulları sonucu harabe haline gelmiştir.
Sümela manastırı kapandıktan sonra, içerisindeki eserlerin büyük çoğunluğu dağılmıştır. Özellikle manastırın en önemli eseri olan gümüş çerçeveli Hz.Meryem ikonasının ne olduğu bilinmemektedir.
Manastırdaki el yazmalarının büyük çoğunluğu çeşitli müzelere dağıtılmıştır. Bunlardan 17.-18. yüzyıllara tarihlendirilen tezhip ve minyatürlü bazı İnciller Ankara Etnografya Müzesindedir. Bir tanesi de Atina Benaki Müzesi’ndedir. 12.yüzyıla tarihlenen Sümela İncili ise İstanbul’da Ayasofya Müzesi‘ndedir.
Ayrıca İlgili Linkler:
Sümela Manastırı fotoğrafları
Türkiye UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi
Karadeniz bölgesi gezilecek yerleri, yaylaları ve tarihi yerleri
Karadeniz bölgesi tarihi yerler ve doğal güzelliklerin fotoğraf albümü
Türkiye müzeler, antik şehir ve tarihi kentler
Karadeniz bölgesi güzergahı
Sümela’nın bin yıllık tarihi