Seddülbahir köyü ve kalesi, Marmara bölgesinde ve Gelibolu yarımadası içinde gezilecek tarihi yerleri ile hüzün veren bölgelerden biridir. Gelibolu yarımadasında bulunan Seddülbahir Kalesi ve köyü nerededir, nasıl gidilir, tarihi önemi nedir, gibi soruların yanında Seddülbahir köyü ve kalesinin Gelibolu savaşlarındaki öneminin de anlatıldığı tüm bilgiler içerikte bulunmaktadır.
Seddülbahir köyü ve kalesi, Çanakkale Boğazı’nın Avrupa yakasında Gelibolu yarımadasının en güney uç noktasında Ertuğrul koyu yanında yer almaktadır. Eceabat’a 32 km mesafedeki köye ve kaleye iki yoldan gidilmekte olup Kilitbahir köyünden gidildiğinde ilk 8 km kadarı virajlıdır. Diğer yoldan gidildiğinde ise Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi önünden geçilmektedir ve nispeten daha virajsız bir yoldur.
Öncelikle belirtmek gerekir ki Gelibolu savaşlarında önemli bir yer tutan Seddülbahir köyü ve kalesi nihayet tarihimizde hak ettiği yeri bulmaktadır. Seddülbahir Kalesi restorasyon işlemlerine başlanmış olup yakın bir tarihte (2023 yılında) restorasyonu bitmiş ve ziyarete açılmıştır.
Seddülbahir köyü ve kalesi fotoğrafları için tıklayınız
Seddülbahir Köyü Gezilecek Yerleri
Seddülbahir köyü ve kalesine geldiğinizde aslında ufacık bir yerin doğal güzellikler ve koylarla çevrili olduğunu görüyorsunuz. Genelde sessiz sakin olan bu balıkçı köyünün sahilinde kale bulunmakta. Köyde ayrıca Çanakkale savaşı döneminden kalan ufak özel bir müze bulunmaktadır. Köyün sağ tarafında Yahya Çavuş anıtı, Ertuğrul tabyası ve Helles anıtı gezilebilir. Seddülbahir Kalesi ile Ertuğrul tabyası arasında kalan koy, Ertuğrul koyu ya da V Beach olarak adlandırılır, deniz kenarında V Beach mezarlığı (Dublin Fusiliers) vardır. Yine köyün çevresinde bir kaç ufak koy bulunmakta ve buralardan denize girilmektedir. Fakat buraların adını koylar kirlenmesin diye vermeyeceğiz. Köyün içindeki Ertuğrul koyundan ise denize girebilirsiniz. Köye gelmeden sol tarafta abideye doğru döndüğünüzde ise Morto koyunu göreceksiniz.
Ayrıca Bunlar da İlginizi Çekebilir:
Gelibolu Tarihi Yerler ve Şehitlikler
Gelibolu Fotoğrafları
Türkiye Tarihi Yerler
Seddülbahir Kalesi Tarihçesi
Osmanlı askerî mimarisinin iyi bir örneği olan Seddülbahir Kalesi, bir 17. yy kalesidir. Karşı yakadaki kardeşi Kumkale ile birlikte, IV. Mehmet’in annesi, Valide Hatice Turhan Sultan tarafından 1658 senesinde yaptırılmıştır. Turhan Sultan’ın vakfiyesinden kalenin kuruluş aşamasındaki maliyet bilgileri ile kaleye ait planlanan diğer binaların bilgisine ulaşmak mümkündür. Bu Osmanlı dokümanı günümüzde Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunmaktadır ve Turhan Sultan’ın mimari patronajlığının örneklerini oluşturan Eminönü’ndeki Yeni Camii ve Mısır Çarşısı; 1661-65 tarihleri arasında aynı bölgede inşa edilen görkemli türbe; Seddülbahir Kalesi ve hemen karşısındaki Kumkale ile ilgili detaylı bilgi vermektedir.
Seddülbahir Kalesi ve Seddülbahir Köyü Tarihçesi
Seddülbahir’in inşası, I. İbrahim zamanında, 1644 tarihinde, Venediklilerle Girit adası üzerinde süregelen uzun savaşın yeniden başlaması ile birlikte, II.Mehmet döneminde, 1470 tarihinde Boğaz’ın en dar bölgesinde inşa ettirilen Kilitbahir ve Kale-i Sultaniye (Çimenlik Kalesi)’nin boğaz savunması için yetersiz kaldığı düşünüldüğü için başlatılmıştır. Bu sebeple, karşı kıyıdaki Kumkale ile birlikte Seddülbahir Kalesi, Venediklilerin Boğaz saldırılarının karşılandığı ilk savunma hattını oluşturmak amacı ile inşa ettirilmiştir. Bu iki kalenin inşası sırasında, Turhan Sultan, Kilitbahir ve Kale-i Sultaniye’nin de kapsamlı tamirini sağlamıştır.
İnşaları tamamlandıktan hemen sonra, Turhan Sultan’ın kalelerinden ilk bahseden gezgin William Joseph Grelot’tur. Grelot’un, Osmanlı İmparatorluğu’na yaptığı seyahatler 1680 yılında kitap olarak basılmıştır. Grelot, köyü kalabalık olarak ve özellikle üst kısmındaki birçok bina ile tasvir etmektedir.
Seddülbahir kalesi inşa edildiği günden beri önemli tamiratlar geçirmiştir, Osmanlı Arşivlerinde bu tamiratlara dair kayıtlar detaylı olarak bulunmaktadır. Seddülbahir Kalesi’nde günümüze kadar gelen en yoğun tahribat Birinci Dünya Savaşı’nda oluşmuştur. Çanakkale deniz savaşları sırasında top atışları ile deniz tarafında, kara savaşları sırasında ise Ertuğrul Koyu tarafında top atışları ile büyük yapısal tahribatlar olmuştur. 3 Kasım 1914 tarihinde denizden yapılan bombardıman sırasında kalenin kuzeydoğu bölümündeki cephaneliğin patlaması bu bölümde mekansal deformasyona yol açmıştır.
Seddülbahir Kalesi Restorasyonu
Temmuz 1997’de Seddülbahir’den askeri kuvvetlerin çekilmesinden birkaç ay sonra, Koç Üniversitesi Tarih bölümü ve İTÜ Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği bölümlerinden akademisyenler ve öğrencilerin oluşturduğu bir araştırma grubu, ‘Kale Takımı’ olarak ilk önce Seddülbahir kalesinde daha sonra da aynı dönemde birlikte yaptırıldığı bilinen Kumkale’de araştırma, ölçme ve belgeleme çalışmasına başlamıştır. 2004 yılına kadar devam eden bu akademik çalışma, Mart 2005’te başlatılan Seddülbahir Kalesi Konservasyon Projesine dönüşerek devam etmiştir. Proje, Koç Üniversitesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü, Anadolu Medeniyetleri ve Kültürel Miras Yönetimi Yüksek Lisans Programı’ndan Doç. Dr. Lucienne Thys-Şenocak ile İstanbul Teknik Üniversitesi Jeodezi ve Fotogrametri Bölümü’nden Prof. Dr. Rahmi Nurhan Çelik tarafından ortaklaşa yürütülmüştür.
Bu iki üniversiteden yaklaşık otuz akademisyen ve öğrenci projeye dahil olmuş ve gerek alanda gerekse üniversiteler bünyesinde kurulan proje ofisinde çalışmışlardır. Proje ekibi, Orman Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün denetiminde Gelibolu Yarımadası’nda çalışmalarını 2005-2007 seneleri arasında sürdürmüştür. Projenin finansal desteği ise 2007 yılına kadar Vehbi Koç Vakfı tarafından sağlanmıştır. 2021 yılı itibariyle Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı tarafından sürdürülmekte olan Seddülbahir Kalesi Restorasyon Projesi’nin amacı, hem arşivlerde hem de kale alanında bulunan tarihi veriyi baştan sona ve oldukça titiz bir şekilde belgeleyerek, alanın konservasyonu ve ilerde muhtemel yeniden kullanım projesi için kullanmaktır.
Türkiye’deki İlk Proje
Arazi ölçüm cihazları, küresel konum belirleme cihazları (Global Positioning Systems, GPS) ve fotogrametrik kayıt gibi daha geleneksel ölçüm yöntemlerinden faydalanmakla beraber, Seddülbahir Kalesi restorasyon ekibi aynı zamanda, döneminin en son lazer ölçüm teknolojisini de kullanmıştır. Bu proje, tarihsel bir yapının tümüyle lazerle taranmasını yürüten ve elde edilen verileri arazinin tam bir topografik haritasını, mimari planlarını ve yükseklik bilgilerini çıkarmak için başarılı bir şekilde kullanan Türkiye genelinde ilk projedir. Ekip ayrıca, yapısı arazinin küresel konum belirleme cihazları aracılığıyla hazırlanan topografik planına göre düzenlenmiş, kapsamlı ve interaktif bir veri tabanı olan bir Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS) geliştirmiştir. Arkeolojik bulguların konumları ve görsel kayıtlarından arşiv fotoğraflarına, kalenin tüm yönlerine ilişkin Osmanlı belgelerinden köy sakinlerinin sözlü tarih çalışmasında aktardıkları hatıralarına kadar herşey proje sürecinde CBS’de depolanmıştır. Süregelen restorasyon uygulaması sürecinde de kapsamlı bir CBS uygulaması yapılmaktadır. Seddülbahir Kalesi Konservasyon projesi, Çanakkale Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 2009 sonbaharında onaylanmıştır.
Seddülbahir Kalesi 2023 Yılında Açıldı
20.06.2014 tarihinde Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı kurulmuştur ve bunun sonucunda yarımadadaki diğer alanlarla beraber Seddülbahir köyü içindeki Seddülbahir Kalesi’nin tüm sorumluluğu Orman Bakanlığı’ndan Kültür Bakanlığı’na geçmiştir. 2015 yılı Temmuz başında restorasyon uygulaması için Seddülbahir Kalesi içinde temizlik çalışmasına başlanmış, restorasyon uygulaması Abma Restorasyon Ltd. Şti. tarafından 2015 Haziran ayında başlatılmıştır.
Koç Universitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi bünyesinde Seddülbahir Kalesi Konservasyon projesi müellifi olan ekibin de içinde bulunduğu, Bilimsel Danışma Kurulu denetiminde uygulama şu an halen devam etmektedir. 2015-2020 yıllarında uygulama sürecinde devam eden arkeolojik kazılarla birlikte kalenin toprak altında kalmış bölümleri ve kale beden duvarlarının şekillenişi ile ilgili veriler beden duvarlarında yapılan araştırmalarda ortaya çıkarılmaktadır. Restorasyon çalışmalarının yanısıra kalenin yeni kullanım projesi hazırlanmakta, kale içinde kapsamlı bir müze tasarlanmaktadır. Tüm uygulamaların 2022 yılında tamamlanması ve alanın ziyarete açılması hedeflenmektedir. (Güncelleme) Seddülbahir Kalesi 2023 yılında açılarak ziyaret edilmeye başlanmıştır.
Seddülbahir Kalesi Ödülleri
Seddülbahir Kalesi uygulaması 2024 Nisan ayında Mimarlar Odası XIX. Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödüllerinde Yapı/Koruma Ödülü’nü aldı ve Arkitera Mimarlık Yayınları’nın hazırladığı Türkiye Mimarlık Yıllığı’na seçildi. Bu yıl tek olarak verilen yapı koruma ödülü sayesinde 2024-2026 arasında Seddülbahir Kalesi Türkiye’deki koruma kapsamında örnek proje ve uygulama olarak gösterilmeye hak kazandı.
Ayrıca 2024 Mart ayında Uluslararası DOMUS Koruma ve Restorasyon Ödüllerinde restorasyon kategorisinde finalist seçildi ve 2024 Mayıs ayında Uluslararası Architizer A+ Ödüllerinde shortliste girerek Kültür Yapıları-Müzeler kategorisinde finalist oldu.
Ayrıca Seddülbahir Kalesi World Architecture Festival ödüllerinde “Uygulanmış Yapılar” altında “Kültür Yapıları” kategorisinde on projeyle, “En İyi Taş Kullanımı” kategorisinde de dokuz projeyle birlikte shortliste girerek finalist seçildi. Bu etkinlik Singapur’da 6-9 Kasım 2024’te olacaktır.
Seddülbahir Köyü İlk Şehitler Kabristanı
İtilaf devletlerinin savaş gemileri, 3 Kasım 1914 tarihinde, saat 06:50’de ilk bombardımanlarına başlamıştır. 17 dakika süren bombardıman sonucunda Gelibolu deniz savaşları başlamış ve Osmanlı devleti burada ilk şehitlerini vermiştir. Seddülbahir Kalesi cephaneliğinin bombardımanda isabet alıp patlaması sonucu 5 subat ve 66 er şehit olmuştur. En büyük parçaları yumruk kadar olan bu şehitler, Seddülbahir Kalesi’nin yanına müstahkem mevki komutanı Cevat Paşa tarafından defnedilmiştir. Şehitlik kabristanı 2018 yılının Kasım ayına kadar restore edilmiş ve 3 Kasım 2018 tarihinde ziyarete açılmıştır.
25 Nisan 1915‘te İngiliz birliklerinin Ertuğrul koyuna çıkması ve iki gün sonra alanın yönetimini Fransızlara devretmesi sebebiyle, kale savaş sonuna kadar 8 ay boyunca Fransız birliklerinin üssü olarak kullanılmıştır. 25 Nisan günü ve sonrasında çekilen fotoğraflar, yapının kuzey, kuzeybatı orta ve batı kulelerinde maruz kaldığı tahribatı açıkça ifade etmektedir. Kuzey, güney ve batı kuleler yoğun top ve mermi atışı sırasında önemli derecede tahrip olmuştur. Fransız birlikleri savaşın bitiminde buradan yarımadayı terkeden son birliklerdir. Kale ve köy 1930’lara kadar harabe halinde kalmıştır.
1930’larda bölgeye Romanyalı Türkler yerleştirilmiştir. Savaşın sona ermesi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile bölgenin kullanımı Türk Silahlı Kuvvetleri’ne devredilmiştir. 1997’ye kadar stratejik bir gözlem noktası olarak faaliyet gösteren kale, İkinci Dünya Savaşı ve daha sonra soğuk savaş zamanında da askerleri barındırır. 1997’de Türk Silahlı Kuvvetleri Seddülbahir’i terkeder.
Gelibolu Savaşları ve Seddülbahir Cephesi (Landing at Cape Helles)
Çanakkale Savaşı’nın bir parçası olan Seddülbahir Çıkarması, 25 Nisan 1915 tarihinde bölgeye beş ayrı noktadan yapılmıştır. Her iki tarafın da ağır kayıpları ile sonuçlanan saldırılar yapılmıştır. Sonuç olarak Haziran ayının sonlarında Osmanlı güçleri ilerlemeyi durdurmuş ve çıkarma başarısız olmuştur. Daha sonra bu bölgede savaşın sonuna kadar kısıtlı ve etkisiz siper çatışmaları devam etmiştir.
General Sır Ian Hamilton’un savaş planında, Seddülbahir köyü kumsallarına çıkarma yapan birliklerin Alçıtepe’yi ele geçirerek Kilitbahir platosuna ilerlemesi öngörülmüştür. Buradaki top bataryalarının susturulmasıyla Çanakkale Boğazı’nın girişi Birleşik Donanma’ya açılmış olacaktır. Bölgedeki beş kumsala ilk dalga olarak (örtü kuvveti) 7 tabur çıkartılacak, 29. İngiliz Tümeni’nin diğer 5 taburu da hemen ardından ikinci dalga olarak karaya çıkacaktır. General d’Amade komutasındaki Fransız Tümeni’nin ise çıkarmanın ilk günü akşamı sahile inmesi planlanmıştır. Çıkarma planına göre saat 05:00’de başlayan hazırlık ateşi ardından saat 05:30’da örtü kuvveti karaya çıkmaya başlayacaktır. Bu işlem saat 07:00 dolaylarında tamamlanacak, ikinci dalga çıkarmaya başlanacaktır. 29. İngiliz Tümeni’nin savaşçı unsurları saat 08:30 dolaylarında karaya çıkmış olacaktır.
Beş çıkartma kumsalından merkezdeki üçü (İkiz Koyu, Teke Koyu ve Ertuğrul Koyu), ana çıkarma bölgesi olarak düşünülmüştür. Bu kumsallara, 29. İngiliz Tümeni’nin General S. H. Hare komutasındaki 86. Tugayı, asıl örtü kuvveti olarak çıkacaktır. Bu koyların her iki yanındaki Zığındere ve Hisarlık çıkarmaları, merkezdeki saha darlığı nedeniyle gerekli görülmüştür. Bu koylardaki çıkarma unsurları, merkez bölümün kendi hizalarına ilerleyene kadar konumlarını koruyacaklar, bundan sonra ileri harekata katılacaklardır.
General Ian Hamilton birincil öncelikli gördüğü Ertuğrul Koyundaki çıkarmada ilginç bir yöntem denemiştir. Mevcut çıkarma araçlarının kapasitesi üstünde asker çıkarabilmek için River Clyde adlı kömür nakliye gemisi kumsalda karaya oturtulacak, gemide iki tabur gücünde, yaklaşık iki bin mevcutlu bir İngiliz birliği önceden hazırlanmış dubalardan sahile çıkartılacaktır.
4650 Top Mermisi
İki saate yakın bir süre hazırlık ateşinde donanma, 4.650 top mermisi kullanmıştır. Hazırlık ateşi ardından İngiliz 29. Tümeni’ne bağlı taburun İrlandalı askerlerini taşıyan filikalar ve River Clyde sahile yaklaşmaya başlamıştır. River Clyde, karaya vurduğunda filikalar da sahile 20 m. kadar yaklaşmışlardır. O ana kadar beklemiş olan Osmanlı piyadesi bir anda filikalara ateş açmıştır. Bu ateş kasırgasında bazı filikalar, içlerindeki herkesin ölmüş olması sonucu akıntıya kapılmıştır.
River Clyde’da köprülerin kurulmasıyla kapaklar açılmış ve İngiliz askerleri bu köprü üzerinden koşarak kıyıya çıkmaya başlamıştır. Ancak Osmanlı tarafının ateşi bu yöne çevirmesiyle hiçbiri sahile ulaşamamıştır. Aşırı kayıp ve çıkan kargaşalık nedeniyle askerin tahliyesi durdurulmuş, bu iş akşam karanlığının çökmesine ertelenmiştir. Saat 09:30 dolaylarında Ertuğrul Koyu’ndaki ilk dalga çıkarma tümüyle durmuştur. Sahilde 200 kadar askeri kalmış olan İrlanda Taburu’nun kayıpları yüzde yetmiş dolaylarındadır. Hemen hemen tüm subayları vurulmuştur. Bir İngiliz pilotu, Ertuğrul Koyu boyunca denizin, 50 metre açığına kadar kan kırmızısına dönüştüğünü rapor etmiştir.
Seddülbahir bölgesine ilk çıkan birlik İngiliz 9. Tümeni’dir. Ardından 1. Fransız Tümeni, 1. İngiliz Deniz Piyade Tümeni ve 1. Hint Tugayı çıkarmaya katılacaklardır. Bu ikinci kademede çıkarma yapacak birliklerden 1. Fransız Tümeni, bölgeye çıkarma yapmaya başladığı sırada Beşige bölgesindeki yanıltıcı manevralarda görev almıştır. Öğleye doğru sis bastırmasından yararlanarak Seddülbahir köyü açıklarına intikal etmiş, ancak 25 Nisan 1915 akşamına kadar sahillerde yeterli derinlik elde edilemediği için gemilerde bekletilmiştir. 1. İngiliz Deniz Piyade Tümeni ise Saros Körfezi’ndeki yanıltma manevraları ardından bölgeye intikal etmiş, ancak 28 Eylül 1915 sabahı sahile çıkmaya başlamıştır.
Keza donanmanın diğer bölgelerde yanıltıcı hazırlık ateşiyle görevlendirilen unsurları da, çıkarmanın ikinci günü bölgeye intikal etmiştir. Böylece Seddülbahir bölgesinde, donanmanın yüzde sekseni görev almıştır.
Seddülbahir 26. Alayı
Çıkarmanın ilk günü Seddülbahir köyü cephesini tutan Osmanlı kuvveti, Albay Halil Sami Bey’in 9.Tümen’inin iki taburlu 26. Alayı’dır. Ancak Anzak Kolordusunun örtü kuvvetlerinin karaya çıkmaya başladığı Arıburnu bölgesi de 9. Tümen’in görev bölgesidir. Albay Halil Sami Bey, ihtiyatta tuttuğu 27. Alay’ın iki taburunu Arıburnu bölgesine göndermek zorundadır. Emrindeki 9. Tümen’in ihtiyattaki 25.Alay’ını Seddülbahir cephesine sevk etmiştir. Bu alayın 3. Tabur’u Zığındere koyunda taarruza geçmiştir, diğer iki taburu ise 25 Nisan akşamı bölgeye ulaşabilmişlerdir. Böylece 25 Nisan akşamı bu cephede 12 İngiliz taburuna karşı 5 Osmanlı taburu mevzi almıştır. Ancak çıkarmanın başladığı sabah saatlerinden itibaren bölgede çatışmalara katılmış bulunan iki tabur, mevcutlarının yarısını kaybetmiştir, bu yüzden Seddülbahir cephesindeki Osmanlı kuvvetleri dört tabur gücünde bir kuvvettir.
Cepheye ulaşan takviyelerle Osmanlı tarafı üç bölgede gece taarruzuna kalkışmıştır. Hisarlık, artık birleşmiş olan Ertuğrul Koyu – Teke Koyu – İkiz Koyu ve Zığındere. İlk iki bölgede Osmanlı tarafı istediği sonuca ulaşamamıştır. Ama Zığındere’deki taarruz daha başarılı gelişmiştir ve çıkarmanın ertesi günü Müttefikler, donanma ateşinin desteğinde Zığındere’yi tahliye etmişlerdir.
Müttefik Kuvvetleri Çıkartması Başarılıdır. Ama!
Çıkarmanın ilk günü akşamında Müttefik kuvvetler, Seddülbahir cephesinde çıkarma yapılan beş kumsalda köprübaşı oluşturmayı başarmışlardır. Bu kumsallardan Zığındere’deki köprübaşı, gece boyunca sürecek olan Osmanlı karşı taarruzları sonucu ertesi gün tahliye edilecektir. Diğer dört kumsaldaki köprü başları son derece dar bir alanda kalmıştır ve General Sır Ian Hamilton’un planladığı Fransız Tümeni’ni karaya çıkarma işi, sahildeki dar alan nedeniyle gerçekleşememiş, tümen gece boyu gemilerde bekletilmek zorunda kalmıştır. İngiliz 29. Tümeni, sahilde yerleşmiştir, çıkarma harekatı başarılıdır.
Ancak ilk günün hedefi bu değildir. General Hamilton, çıkarmanın ilk gününde, savunmadaki Osmanlı kuvvetlerinin atılarak Alçıtepe yükseltisinin ele geçirilmesini planlamıştır. Öte yandan İngiliz birlikleri hiç hesapta olmayan bir direnmeyle karşılaşmışlar, özellikle subay kayıpları nedeniyle yıkıma uğramışlardır. Dar bir sahil kesiminde tıkanıp kalınması, gece yapılan Osmanlı taarruzları, çıkarma birliklerinin sahildeki durumu açısından son derece kritik bir durum yaratmıştır. Müttefik kuvvetler açısından sahildeki durumun, izleyen günde korunabileceği bir hayli kuşkuludur.
Bir Osmanlı Subayının Mektubu
Osmanlı tarafı ise aynı şekilde kritik bir durumdadır. Takviye kuvvetlerin gecikeceği ortadadır. Ateş hattındaki Osmanlı subayları açısından tüm sorun, takviye edilmeleridir. Takviye edilirlerse İngiliz birliklerini kıyılardan atmalarının kesin olduğu düşüncesindedirler. Bir Osmanlı subayının yazılı mesajı şöyledir. “Yüzbaşım, ya takviye kıtalar gönderir düşmanı denize dökersiniz, yahut ki, bu yeri boşaltırız. Çünkü bu gece daha çok asker çıkartacakları muhakkaktır. Yaralıları nakletmek için doktor gönderiniz. Aman yüzbaşım, Allah aşkına bana takviye kuvveti gönderiniz. Çünkü, karaya yüzlerce asker döküyorlar. Çabuk, nelerle karşılaşacağız yüzbaşım, bilemem”
Çıkarmanın ikinci günü olan 26 Nisan günü Ertuğrul Koyu’nda River Clyde’den sahile çıkan Hampshire Taburu sabahın erken saatlerinde taarruza başlamıştır. Köyün yıkıntıları arasında dört saat kadar süren sokak çatışmalarında Hampshire Taburu karşısında kırk kadar Osmanlı askeri vardır. Birçoğu yıkıntılar arasında gizlenmiş, İngiliz askerleri ilerledikten sonra ortaya çıkıp ateş açmışlardır.
Seddülbahir köyü ve kalesinin işgali ardından İngiliz birlikleri koya hakim tepelere saldırmışlar, bu tepeleri ele geçirmişlerdir. Bu tepenin elden çıkması üzerine Osmanlı birlikleri saat 14:30‘da 3 km. gerideki Alçıtepe-Kirte Köyü hattına çekilmeye başlamışlardır. Gün içindeki taarruz ve Osmanlı tarafının karşı taarruzları karşısında İngiliz askerleri keşif görevi yapamayacak denli yorgundurlar. Gece cepheden 1,5 km. kadar ilerleyen keşif birlikleri her ne kadar Osmanlı birliklerine rastlamamışlarsa da Osmanlıların cepheyi geriye çektikleri saptanamamıştır. Hem çekilmenin saptanamamış olmasından hem de birliklerin aşırı derecede yorgun durumda olmasından İngiliz birlikleri çekilen Osmanlı birliklerini yakın takibe geçmemiştir.
Seddülbahir Köyü Taarruzu
Karadaki İngiliz askerleri ve komutanları, geceleyin bir Osmanlı taarruz olacağını beklemektedirler. Tüm geceyi son derece gergin bir halde geçirmişlerdir. Ancak Osmanlı askerleri, gece taarruzuna girişmemişlerdir. Gün içindeki kayıplar sonucu 26 Nisan gecesi, Arıburnu cephesinde olduğu gibi sakin geçmiştir. Seddülbahir cephesindeki Müttefik kuvvetlerinin 26 Nisan gecesi aldıkları emir, siper kazarak savunma düzeni almak, Osmanlı taarruzlarını püskürtmek ve kesinlikle geri çekilmemektir. İzleyen günde karaya taze kuvvetler çıkarılacak (Fransız tugayları) ve ileri harekata ancak bu durumda devam edilecektir.
Arıburnu Cephesi’nde 1 Mayıs taarruzları sabahın erken saatlerinde başlamıştır. Seddülbahir cephesinde ise gece taarruzu olarak uygulanmıştır. Taarruzun gece saatlerine alınmasında amaç, Birleşik Donanma’nın destek atışından sakınmaktır. Arıburnu cephesinde donanma ateşi karşıdan gelirken bu cephede üç yandan gelmektedir.
Taarruz, Albay Halil Sami Bey’in 9. Tümeni ile Saros bölgesinden intikal etmiş olan Albay Remzi Bey komutasındaki 7. Tümen tarafından gerçekleştirilecektir. Harekata Mareşal Liman Von Sanders’in 29 Nisan günü Seddülbahir Cephesi Komutanlığı’na getirdiği Albay Von Sodenstern komuta edecektir. Osmanlı kuvvetleri 19 taburda 16 bin savaşçı, Müttefik kuvvetler ise 30 taburda 32 bin kişidir. Osmanlı taarruzu 3 makineli tüfek bölüğü ve 10 topçu bataryasıyla desteklenecektir. İngiliz ve Fransızların ise bu cephede karaya çıkarılmış 30 makineli tüfek bölüğü ve 23 topçu bataryası (donanma topları hariç) bulunmaktadır.
Gelibolu yarımadasının en güneyindeki bu köy ve kale, yukarıda okuduğunuz üzere Gelibolu savaşları ve Çanakkale Deniz savaşlarında önemli olduğu kadar, Osmanlı İmparatorluğu zamanında da önemli bir konum teşkil etmiştir. 2016 yılından itibaren aktif olarak restorasyon çalışmalarının sürdüğü kale, tarihimizi anlamamız açısından son derece önemli bir yere sahiptir.
Ayrıca İlgili Linkler:
Seddülbahir fotoğrafları
Gelibolu Tarihi Yerler
Türkiye müzeler, antik şehir ve tarihi kentler
Seddülbahir cephesi
https://www.izmirmimarlikmerkezi.com/duyurular/haberler/2024-xix-ulusal-mimarlik-odulleri-aciklandi
https://www.arkitera.com/proje/seddulbahir-kalesi
https://www.premiorestauro.it/documents/69803/4397384/PREMIO+DOMUS+2023-2024_web.pdf/11443ac1-e404-45c2-b327-c93f43977a71
https://architizer.com/projects/seddulbahir-fortress-1
https://winners.architizer.com/2024/Typology/cultural-12/museum-4/
https://worldarchitecturefestival.com/worldarchitecturefestival2024/en/page/shortlist-2024
https://worldarchitecturefestival.com/worldarchitecturefestival2024/en/page/best-use-of-stone-2024