Safranbolu, Karadeniz bölgemizin batısında bulunan Karabük ilimizin (1995 yılında Türkiye’nin 78. ili olmuştur) tarihi evleri, mimarisi ile ünlenmiş turistik bir ilçesidir. Gerek turistik, gerekse tarihi anlamda Karadeniz bölgesinde görülmesi gereken gezilecek yerler sıralamasının başında gelmektedir.
Karadeniz kıyılarını, batı, kuzey ve orta Anadolu’ya bağlayan yol üzerinde yer alan tarihi Safranbolu, coğrafi konumu nedeniyle çok eski devirlerden beri yerleşime sahiptir. 14.yy’ın başlarından bu yana Türklerin hakimiyetinde olan bu tarihi şehir, özellikle 18.yy’da Asya ve Avrupa arasındaki ticaretin önemli bir merkezi olmuştur. Şehir eski çağlarda Homeros’un İlyada destanında geçen Paflagonya bölgesinde yer almakta ve bilinen tarihi M.Ö. 3000 yıllarına kadar gitmektedir. Ayrıca bu tarihi şehir, tarihi Safranbolu evleri ile adını sıkça dünyaya duyurmaktadır.
Safranbolu içeriğinde Safranbolu hakkında tüm bilgiler; tarihçesi, gezilecek yerler, mimarisi ve tarihi evlerinin özellikleri anlatılmaktadır. Safranbolu, UNESCO Dünya Mirası Listesi‘ne 1994 yılında, 614 sıra numarasıyla geleneksel kent dokusu, ahşap yığma evleri ve anıtsal yapılarıyla sit alanı ilan edilmiş ender kentlerden biri olarak giriş yapmıştır.
Safranbolu fotoğrafları için tıklayınız
Safranbolu Hakkında Genel Bilgiler
Safranbolu’ya nasıl gidilir diye soracak olursanız, birçok yoldan gidilebilir. Özellikle TEM otoyolunda Gerede sapağı kullanılarak Karabük tarafından gidilebilir veya Karadeniz bölgesini baştan başa geçen Merzifon, Tosya, Kastamonu yolu kullanılabilir. Safranbolu, adını bölgede yetişen safran bitkisinden almaktadır. Dünyada Türkiye haricinde İran, Yunanistan, Hindistan ve İspanya’da da safran üretilmektedir. Osmanlı imparatorluğu döneminde, Safranbolu’da yılda 8 ile 10 ton arasında safran üretilirken, 2013 yılında bu rakam 20 kg, 2015 yılında ise 30 kg civarındadır. Kilosu ise 20.000 ile 50.000 TL arasında değişmektedir. Böylece dünyanın en pahalı baharatıdır.
1 gram altınla 1 gram safran fiyatı aynı olduğu için ‘kırmızı altın’ da denilmektedir. 3 veya 4 yıl ürün alınan safran, dekar başına 300 ile 700 gram üretilebilmektedir. Tarihi Safranbolu ilçesinin her yerinde safran ile ilgili çeşitli yiyecek, dondurma gibi şeyler satılmaktadır; safranlı dondurma, safranlı lokum bunlara örnektir. Safran hasadı ise ekim ayı gibi yapılmaktadır. Çeşitli firmalar Safran hasadı turu yaparak, fotoğraf severler için alternatifler oıluşturmaktadır. Ancak safran bitkisi ile ünlü ilçenin artık her yerinde safran ekilmediği için tek başınıza gitmek isterseniz gitmeden önce bilgi almalısınız. Safranbolu, ufak bir açık hava müzesi gibidir. Gerek geleneksel Türk mimarisi tarzındaki tarihi Safranbolu evleriyle, gerekse yeraltındaki 400 yıllık tünelleriyle yerli ve yabancı turistlerin daimi olarak ilgisini çekmektedir. Burada hemen hemen her ev bir müze gibidir ve çoğu gezilebilir durumdadır.
Ayrıca İlginizi Çekebilecek Konular:
Karadeniz bölgesi gezilecek tarihi yerler ve yaylalar
Karadeniz bölgesi fotoğrafları
Karadeniz bölgesi rotası
Safranbolu Müzeleri ve Evleri
Safranbolu’daki müzelerin başında; Kent Tarihi Müzesi (Eski Hükümet Konağı), Kaymakamlar Gezi Evi, Safranbolu Müzesi gelmektedir. Ayrıca Safranbolu gezilecek yerlerin arasında Cam Teras ve Tarihi Saat Kulesi de sayılabilir. Ancak dediğimiz gibi tüm otel veya pansiyonlar müze-ev gibidir. Bunun yanında Ahmet Demirezen Yemenicilik müzesi de şehrin merkezinde yer almaktadır.
Safranbolu Tarihçesi
M.Ö. 3000 ve 4000 tarihli tümülüsler, Safranbolu’nun insan yerleşimi açısından uzun bir tarihi olduğunu göstermektedir. Hititler, Firigler, Persler, Romalılar, Selçuklular, Çobanoğulları, Candaroğulları ve Osmanlı İmparatorluğu bölgeye ve Safranbolu’ya egemen olmuşlardır. Örneğin eski Hükümet Konağı ve saat kulesinin bulunduğu tepeyi, Selçuklu sultanı II. Kılıçarslan’ın oğlu Melik Muhiddin Mesut 1196 yılında ele geçirmiştir.
1326 yılında Candaroğlu Süleyman Paşa, Safranbolu’yu hakimiyeti altına almış ve merkezde bulunan, günümüze kadar ayakta kalabilen hamam, medrese ve cami gibi yapıları Safranbolu’ya kazandırmıştır. 1354 yılında Osman Bey’in oğlu Şehzade Gazi Süleyman Paşa tarafından Osmanlı topraklarına kazandırılan kent, tam olarak Osmanlı hakimiyetine 1423 yılında Padişah II. Murad zamanında girmiş ve Bolu Sancağı’na bağlanmıştır.
1811 yılında II. Mahmud zamanında Viranşehir sancağı kurulmuş ve ilçe de buraya bağlanmıştır. 1870 yılında Kastamonu sancağına bağlanmış ve aynı yıl içinde belediye teşkilatı da kurulmuştur. 1927 yılında Zonguldak iline, ilçe olarak bağlanan Safranbolu’nun 1945 ve 1953 yıllarında iki köyü ayrılmış ve bu köyler ilçe haline getirilmiştir.
1939’da işletmeye alınan Karabük Demir Çelik Fabrikası ile Karabük ilgi merkezi durumuna gelmiş ancak Safranbolu 1950’lerde Anadolu’da gerçekleşen modern şehirleşmeden fazla etkilenmemiştir. 1995 yılında da Karabük iline bağlanmıştır.
İpek Yolu
Osmanlı devrinde İpek Yolu üzerinde olması ve üretilen malların İstanbul’da satılması, Safranbolu’nun ticarette uzun yıllar etkili olmasına yardımcı olmuştur. Ticaretin yoğun olduğu bu dönemlerde Cinci Hanı ve Hamamı etkin olarak kullanılmaktadır. Bu devirlerde üreticiler ve esnaflar lonca sistemi ile örgütlenmişlerdir. Faklı kültürleri barındıran bir bölge olan ilçe, önemli yollardan uzak olması nedeniyle Anadolu deri endüstrisinin önemli merkezlerinden biri değildir. Fakat bölgesinde dericilik açısından önemli bir yere sahiptir. Dericilik, tarım ve kerestecilikten sonra üçüncü sırada gelmektedir. 19.yy’da oldukça zengin olan ilçe sakinleri İstanbul’la ticari anlamda çok yakın ilişkiler içindedir.
Tarihi Safranbolu Şekerleri
Meşhur Safranbolu lokumunun ilk özü 19.yy sonlarında başlamıştır. 1920’li yıllarda Şekerci Osman tarafından kurulan imalathane, damadı tarafından geliştirilmiş, buraya özgü yaprak helva bugünkü halini almıştır. 1939’da Karabük Demir Çelik fabrikalarının kuruluş süreciyle birlikte gelen giden insan sayısının artması, ticareti canlandırmış ve şekercilik gelişme dönemine başlamıştır.
1940’lı yıllarda Türkiye’ye Hindistan Cevizi ithal edilmiş ve Hindistan Cevizli lokum yapılmaya başlanmıştır. Fiyatı pahalı olduğundan ancak maddi durumu iyi olanlar alabilmektedir. Hindistan Cevizli lokuma bu nedenle adına halk arasında ‘kürklü lokum’ denilmektedir. Değişik kaynaklardan ve değişik kişilerden aynı zaman dilimi içerisinde öğrenilen şeker, lokum, helva, yaprak helva, badem ezmesi, dondurma Safranbolu’da bir araya gelmiş ve gelişimini tamamlayarak günümüzdeki özgün şeklini almıştır.
Tarihi Safranbolu Evleri ve Mimari Özellikleri
Safranbolu’nun ünlü evleri 18. ve 19.yy Türk toplumunun geçmişini, kültürünü, ekonomisini, teknolojisini ve yaşama biçimini yansıtan mimarlık bilgisi ile yapılmıştır. Şehirde bulunan yaklaşık 2.000 geleneksel yapıdan 1.008 adeti tescil edilmiş ve yasal koruma altına alınmıştır.
Tescil edilen tarihi Safranbolu evlerinin başında; 1 özel müze, 25 cami, 5 türbe, 8 tarihi çeşme, 5 hamam, 3 han, 1 tarihi saat kulesi, 1 güneş saati ile yüzlerce ev ve konaktır. Bunların dışında höyükler, tarihi köprüler ve kaya mezarları da bulunmaktadır. Sadrazam İzzet Mehmet Paşa tarafından 1797 yılında yaptırılmış olan saat kulesi, Hıdırlık tepesi, restore edildikten sonra konaklama imkanı sunan Cinci Han, Yemeniciler Arastası yerli ve yabancı turistlerin uğrak yerleridir.
Safranbolu’da 19.yüzyılın sonunda, 28 cami, 2 Yunan Ortodoks kilisesi, 13 tekke (Nakşibendiye ve Halvetiye), 2 kütüphane ile 2937 öğrencinin eğitim gördüğü 191 okul, 12 medrese, 8 Yunan okulu, 1 telgraf istasyonu, 24 han, 11 hamam, 940 dükkan bulunmaktaydı. Ayrıca fakirler ve daha çok eski askerler ve akrabaları olan sifilitik hastalar için 1 adet de hastane mevcuttu.
Tarihi kentin sokakları dar olmakla birlikte evler birbirlerine yakındır. Bir vadi içinde olan Safranbolu’da evler birbirlerinin güneşlerini ve manzaralarını kesmezler. Evlerin geniş cepheleri merkeze bakmaktadır. Tüm sokaklar arnavut kaldırımlıdır. Bu özelliği ile Fethiye’de bulunan Kayaköy’e benzemektedir.
Genelde iki katlı olan evlerin alt katları hayvanların barınacağı yerler veya kiler ve yakacak olarak kullanılacak olan odunların depolanması için kullanılmaktadır. Özel kullanım alanları ise üst katta bulunmaktadır. Zemin katlar genellikle taştan yapılmakta ve bir üst kata göre yüksek tavanlıdır. Eğer ev üç katlı ise orta kat nispeten daha basık tavanlıdır. Ayrıca evlerin pencereleri uzun ve dardır.
İncekaya Su Kemeri ve Mağaralar
Sadrazam İzzet Mehmet Paşa tarafından yaptırılan İncekaya Su Kemeri, ilçe merkezine 7,5 km uzaklıktadır. 116 metre uzunluğunda, 6 kemerli görkemli bir yapıdır. Altındaki tokatlı deresi de kanyon gezisi için ideal bir parkurdur. Bulak ya da Mencilis Mağarası, Bulak Köyü ile Safranbolu ilçesi sınırında bulunur. Uzunluğu 6 km’yi bulan mağara, ziyarete açıktır ve sadece 400 metrelik bölümü ziyaret edilebilir. Mağaranın ziyarete açık olmayan kısmında bulunan yeraltı nehri, 15 metrelik bir şelaleden düşerek, küçük bir göl oluşturur. Sadece %5’i halka açık olmasına rağmen yaklaşık 300 metrelik bir kısmı gezilebilir. Bağlar bölgesinden sonra olan Yörük köyünün tarihi evleri de çok iyi korunmuştur.
UNESCO’nun 17 Aralık 1994’de Dünya Miras Listesi’ne aldığı bu tarihi kent, Türkiye’de bulunan yaklaşık 50.000 korunması gerekli kültür ve tabiat varlığının 1.125’ini barındırır. Türkiye’nin kentsel ölçekte müze kent olarak sit alanı ilan edilmiş ilk şehridir.
Ayrıca İlgili Linkler:
UNESCO Dünya Mirası Listesi Türkiye
Karadeniz bölgesi tarihi ve antik şehirler
Karadeniz bölgesi tarihi şehir ve yayla fotoğrafları
Karadeniz güzergahı ve rota bilgileri
Türkiye müzeler, antik şehir ve tarihi kentler
Safranbolu 360
Safran nedir ve nerede yetişir?