Anadolu Medeniyetleri Müzesi başkent Ankara sınırları içinde bulunmakla birlikte, barındırdığı eserleri ile tarih bilimi başta olmak üzere kültür ile ilgilenen herkesin kesinlikle görmesi gerektiği müzelerimizin başında gelmektedir. Türkiye’deki en kapsamlı müze olan Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde Anadolu tarihi ile ilgili tüm bilgiler ve eserler ziyaretçileri beklemektedir.
Müzenin adından da anlaşılacağı üzere Anadolu medeniyetlerinin günümüze kadar gelen birçok taşınır tarihi eserini biz tarih ve kültür meraklılarına sunan müzede mağara resimlerinden yontma taş çağı araç ve gereçlerine, Asur çivi yazılarından Hitit hiyeroglif yazılarına kadar birçok tarihi materyal bulunmaktadır. Bunun yanında yıl içinde birçok gün çeşitli sergilere, konserlere ve konferanslara da ev sahipliği yapmaktadır.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi nerede diye soracak olursanız Ankara Kalesi’nin yamacında olan müze, aynı zamanda Rahmi M. Koç Müzesi ve Erimtan Müzesi ile aynı bölgede bulunmaktadır. Ankara’nın tarihi dokusu kenarında bulunan müzeyi ziyaret etmeyi düşündüğünüzde zamanınız kalırsa Ankara Kalesi içindeki tarihi Ankara evlerini de görmeyi kesinlikle ihmal etmeyin deriz.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi fotoğrafları için lütfen tıklayın
Anadolu Medeniyetleri Müzesi Ziyaretçi Bilgileri ve Giriş Ücreti 2024
Yaz Dönemi (1 Nisan-31 Ekim) haftanın her günü 08:30 ile 20:00 saatleri açık olan müze, Kış Dönemi ise (1 Kasım-31 Mart) 08:30-17:30 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Son giriş ise kapanış saatinden 45 dakika öncedir. Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde Müzekart geçmekte olup, Müzekart yoksa Anadolu Medeniyetleri Müzesi giriş ücreti 2024 yılı için 280 TL‘dir.
18 Mayıs – 24 Mayıs haftası ülkemizde her yıl Müzeler Haftası olarak kutlanmaktadır. 18 Mayıs Müzeler Günü’nde Anadolu Medeniyetleri Müzesi, hem ücretsiz olup hem de 19:00 ile 23:00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Bununla birlikte 18 yaş altı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı çocuklar ile 65 yaş üstü vatandaşlar ücretsiz olarak müzeye girebilmektedir. Anadolu Medeniyetleri Müzesi telefon numarası 0312 3243160 ve 0312 3243161 ‘dir.
Müze Okul Ziyaretleri
Bu bilgilerle birlikte Müze danışma bölümünde bulunan ve güvenlikle ilgili görevliler müzenin açık olduğu saatler boyunca müze ziyaretçilerine istedikleri tüm bilgileri vermektedirler. Çünkü burası belki de ülkedeki en çok okul ziyareti ve gezisi yapılan, binlerce çocuk tarafından gezilen müzelerin başında gelmektedir.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi Görülmesi Gereken Eserleri ve Tarihi Buluntular
Türkiye’nin en büyük müzelerinden olan Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi bünyesindeki tarihi eserler ve objeler, Anadolu kültürü, medeniyetleri ve tarihiyle ilgilenen herkesin kesinlikle görmesi gereken buluntulardır. Türlü zorluklarla kazılan höyük, antik kent ve yerleşimlerden müzeye getirilen bu eserler Anadolu tarihine günümüzde ışık tutmakla birlikte paha biçilemez objelerden meydana gelmektedir. Sergilenmekte olan eserlerin daha da fazlası müze depolarında muhafaza edilmektedir.
Tüm bu tarihi eserlerin her biri ayrı ayrı değerli olsa da müzeyi ziyaret ettiğinizde görülmesi gereken eserleri derlemek istedik. Bu tarihi eserlerin arasından en önemlilerini aşağıda bulabilirsiniz. Müzeye gittiğinizde bu eserleri kesinlikle görmeden müzeden ayrılmayın deriz.
Aşağıdaki listelenmiş olan tarihi eserlerin fotoğraflarına ilgili fotoğraf albümü sayfamızdan ulaşabilirsiniz.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi Görülmesi Gereken 20 Önemli Tarihi Eser
- Kadıpınarı mağarasında bulunan Üst Paleolitik Çağ’a ait insanın atası Homo Sapiens kafatası. Ayrıca Homo Neanderthal ve Homo Sapiens’e ait diğer kemikler.
- Neolitik Çağ’a ait her iki yanında leoparların olduğu bir tahta oturan kadın heykelciği.
- Çatalhöyük kazılarında bulunan M.Ö. 6000’li yıllara ait leopar kabartmaları.
- Alacahöyük’te bulunan ve müzeye getirilen Eski Tunç Çağı’na ait M.Ö. 2500 – 2250 yıllarına tarihlenen Hitit Güneş Kursu. Müzede özellikle iki tane bulunmakta ve birbirinden farklı yapıdadır. İkisini de kesinlikle görmelisiniz.
Asur Çivi Yazıları
- Asur Ticaret Kolonilerine ait çivi yazılı tabletler.
- Hitit çivi yazısı ile yazılmış tunç tablet. Anadolu’da bulunan ve Hititlerin günümüze kadar bıraktığı tek tunç tablettir. Tablet üzerinde sınır düzenlemesi ile ilgili bilgiler yazmaktadır. Boğazköy Bronz Tablet olarak da anılmaktadır ve M.Ö. 1235 yılına tarihlenmiştir. Ayrıca Kadeş antlaşmasının yazılı olduğu tablet de müzededir. Bu tabletten bir de Mısır uygarlığına gönderildiği bilinmekle birlikte gönderilen tunç veya bronz tablet henüz bulunamamıştır.
İnandık Vazosu
- Hitit İnandık Vazosu. Çankırı İnandık köyünde bulunmuştur. Üzerinde tanrıların evlilik törenini anlatan simgeler veya resimler bulunmaktadır.
- M.Ö. 3000 yıllarına ait kadın heykelciği.
- Frig Ana Tanrıça heykelciği veya Frig ana tanrıçası Matar (Kybele) heykelciği.
- İki parça olan Urartu dönemi kanatlı cin heykelcikleri.
- M.Ö. 1800 yılına ait Kayseri Kültepe’de bulunan Çıplak Tanrıça Heykelciği.
Acemhöyük
- M.Ö. 1900 yıllarına tarihlenmiş ve Aksaray Acemhöyük’te bulunan fildişi kutu. Bu kutu aynı zamanda Acemhöyük kutusu olarak da literatürde geçmektedir.
- Urartu Oturan Aslan heykelciği. M.Ö. 800’lü yıllara ait olan heykelcik fildişinden yapılmış olup Erzincan Altıntepe kazılarında gün yüzüne çıkartılmıştır.
Hitit Çivi Yazıları
- Hitit çivi yazıları ve hiyeroglifleri ve Kültepe tabletleri.
- Adilcevaz Kef Kalesi’nde bulunan, M.Ö. 700’lü yıllara tarihlenen Urartu kabartmalı sütun parçası.
- Friglere ait M.Ö. 740 yılına tarihlenmiş olan Situlalar. Törensel kutlama kaplarıdır ve hayvan başları biçimindedir. Friglerin madencilikte ne kadar ileri teknoloji kullandığının adeta kanıtıdır.
- Kral Midas heykelciği
- Frig sfenks kabartmaları
- M.Ö. 1900’lu yıllara ait Kültepe’de bulunan sandal biçimli törensel kap
- Gaziantep’te bulunan M.Ö. 900 ile 700 yılları arasına tarihlenen Haberciler duvarı ortostatı.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde bulunan eserlerin hepsi birbirinden değerli ve kıymetli olsa da özellikle yukarıda sıralamış olduğumuz tarihi eserler ve objeler kesinlikle gözden kaçırılmaması gereken ve bizlere tarihi anlatan eserlerdir.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi Bölümleri ve Sergi Salonları İsimleri
Özellikle bu müze ve İstanbul’daki Arkeoloji Müzesi, kronoloji anlamında çok iyi düzenlenmiş müzelerdir. Eserlerin sergilendiği alanlar geniş olduğu için ziyaretçi gezi planı büyük ölçüde geniş tutulmuş ve ziyaretçilerin bu sergi salonlarını kolayca gezmesi tasarlanmıştır. Anadolu’nun tarihini ve medeniyetlerinin hepsini Paleolitik Çağ’dan ( günümüzden 2 milyon yıl öncesi ve 10.000 yıl öncesi arası) neredeyse günümüze kadar bizlere sunan müze çeşitli bölümlere ayrılmıştır.
Müze’ye ilk girişten itibaren ziyaretçi, saat yönünün tersine bir şekilde yönlendirilmiştir ve bu şekilde kronolojik sırayla bu medeniyetlerin günümüze kadar gelen eserleri hakkında bilgi edinmesi sağlanmıştır.
Paleolitik Çağ Bölümü (Yontma Taş Çağı veya Eski Taş Çağı)
Bu bölüm müzenin ilk bölümüdür. Bilindiği üzere insanın ilk ataları bu çağda ortaya çıkmış olup insanlık tarihinin çok büyük bölümünü kaplamaktadır. Bu çağda yaşayan insanın ilk ataları avcı – toplayıcı olarak tabir edilen insanlardır. Üçe ayrılan bu çağ; alt, orta ve üst Paleolitik Çağ olarak isimlendirilir. Orta Paleolitik Çağ’da yaşayan Homo Neanderthal’lerin yerini Üst Paleolitik Çağ’da Homo Sapiens’ler almıştır.
Bu bölümde Paleolitik Çağ ile ilgili çeşitli avlanma araç gereçleri ve o dönemde yaşayan çeşitli hayvanların kemikleri bulunmaktadır. Anadolu Medeniyetleri Müzesi Paleolitik Çağ bölümünün en ilginç objesi Homo Sapiens kafatasıdır.
Ayrıca Anadolu’nun çeşitli yerlerinden ve mağaralarından getirilen mağara resimleri ile duvar resimleri de bu bölümde sergilenmektedir. Özellikle Antalya Karain Mağarası buluntuları içinde yer alan çeşitli el baltaları, iğneler, süs eşyası gibi kalıntılarla, insan ve hayvan kalıntıları da bu bölümdedir.
Bu bölümde ayrıca Göbeklitepe’nin de genel olarak bilgileri ile Göbeklitepe stellerinden birinin replikası bulunmaktadır.
Neolitik Çağ Bölümü (Yeni Taş veya Cilalı Taş Çağı)
Kronolojik olarak Paleolitik Çağ’dan sonra gelen Neolitik çağ birçok yerde farklılıklar gösterse de genel olarak M.Ö. 8000 ile M.Ö. 5000 yılları arasındaki döneme denmektedir. Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin ikinci bölümüne de adını veren Cilalı Taş Çağı ile ilgili bilgiler ve çeşitli buluntular bu ikinci bölümdedir. Neolitik Çağ’da insanoğlu yerleşik düzene geçmiştir ve bu dönemin en önemli özelliği de budur. Anadolu’da sadece birkaç yerde görülen bu dönem ile ilgili süs eşyaları, taştan ya da kemikten yapılmış araç ve gereçler ile yerleşik düzene geçişin en önemli göstergesi olan köy yerleşimlerine ait birçok buluntu müzede görülebilmektedir.
Konya Çatalhöyük
Bu döneme ait en önemli bulgular Anadolu’da, Konya’daki Çatalhöyük’te bulunmuştur. Anadolu Medeniyetleri Müzesi Neolitik Çağ bölümünde de bu evlerden birinin canlandırılması yapılmış ve ev düzeni ziyaretçilere sunulmuştur. Ayrıca bu bölümde Neolitik Çağ insanının evinde kullandığı süs eşyaları, çeşitli hayvan başları ve av sahneleri tasvirleri bulunmaktadır.
Bereket Kültü olarak ‘Ana Tanrıça’ fikrinin çıktığı bu döneme ait taştan Ana tanrıça figürinleri de yine bu bölümde sergilenmektedir. Ayrıca Ana tanrıça heykelciklerinin yanında pişmiş topraktan yapılma hayvan şeklinde adak heykelcikleri de bu bölümde görülebilir.
Çatalhöyük buluntularının yanında Burdur’a yakın Hacılar köyü Büyük Höyük buluntuları da sergilenmektedir. Bu buluntular arasında çanak çömlekler ve pişmiş topraktan ağırşaklar bulunmaktadır.
Kalkolitik Çağ veya Bakır Çağı Bölümü
Taş araç ve gereçlerin yanında bakırın da kullanıldığı çağa veya döneme Kalkolitik Çağ denmektedir. Bakır Çağı tarih olarak M.Ö. 5000 ile M.Ö. 3000 yılları arasına işaret etmektedir. Bu dönem de üçe ayrılmakta ve erken, orta, geç olarak adlandırılmaktadır. Bu dönemde insanoğlunun el becerileri daha farklı alanlarda gelişmiş, bu sebeple araç gereçler, kullanılan yöntemler ve ürünler de farklılaşmıştır. Buna da en iyi vazolarda ve kaplarda rastlanılmaktadır. Örneğin çanak ve çömlekler boyalı, daha renkli ve farklı geometrik düzenlerdedir. Ayrıca yerleşik düzenin göstergeleri olan evler kare ya da dikdörtgen planlı, kerpiç koruma duvarlı ve düz damlıdır. Ayrıca pişmiş topraktan yaptıkları seramikler gri, kahverengi ve siyah zeminli geometrik şekillidir.
Bunlarla birlikte gümüş gibi madenlerden yüzükler, hançerler, asalar ve çeşitli süs eşyaları zamanımıza kadar gelmiştir. Bu bölümde veya salonda sergilenen eserler Burdur Hacılar köyü ve Kuruçay höyüğü, Karaman Canhasan höyüğü, Yozgat Alişar höyüğü ve Çorum Alacahöyük’ten çıkartılan buluntulardır. Van Tilkitepe’de bulunan eserler de yine bu bölümde olmakla birlikte bu salonda ayrıca bir de Kalkolitik Çağ’a ait ölü gömme canlandırılması yapılmıştır.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi Eski Tunç Çağı Bölümü Eserleri
Anadolu tarihçesinde Tunç Çağı M.Ö. 3000 yıllarında başlamış ve M.Ö. 1200 yıllarında son bulmuştur. Özellikle M.Ö. 3000 ve M.Ö. 2000 yılları arasında Anadolu’da yaşayan insanlar bakıra kalay karıştırarak tunç elde etmiş ve bunu çeşitli şekillerde kullanmıştır. Dönemin insanı tuncun yanı sıra bakır, altın ve gümüş de kullanmıştır. Bu dönemde Geleneksel Anadolu mimarisi de şekillenmeye başlamış ve taş temelli kerpiç duvarlı evler kendini göstermeye başlamıştır.
Aynı zamanda insanlar yerleşik hayata geçtiğinden tarım ve hayvancılık da gelişmiştir. Mezarlarda birçok değerli madenlerden ölü hediyeleri bulunmuştur ve madencilikte çeşitli dökme ve döğme teknikleri kullanılmıştır.
Anadolu Medeniyetleri müzesinde bu dönem ile ilgili buluntular başta Çorum Alacahöyük, Tokat Horoztepe, Kayseri Kültepe, Ankara Polatlı olmak üzere birçok yerden getirilen buluntulardır. Müzede aynı zamanda bu dönem ile ilgili madenciliğin nasıl olduğuna dair bir de canlandırma vardır.
Asur Ticaret Kolonileri Çağı Bölümü (Orta Tunç Çağı) veya Sergi Salonu
M.Ö. 1950 ve M.Ö. 1750 yılları arasındaki 200 yıllık bölümü kapsamaktadır. Bu dönemin en büyük özelliği Anadolu’da yazılı tarihin başlamasıdır. Mezopotamya’daki Asur Devleti, Anadolu’da bulunan Hattiler ile sıkı ticari ilişkilere sahip olduğundan dolayı Anadolu’ya kendi çivi yazılarını, dillerini ve mühürlerini getirmiştir. Bu ticari ilişkilerin başlıca malzemelerini kalay, dokuma ürünleri ve süs eşyalarıdır. Asurlu Ticaret Kolonileri Anadolu’ya giriş için Güneydoğu Anadolu Bölgesi içerisindeki şehirleri ve yolları kullanmışlardır.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi Asur Ticaret Kolonileri ile ilgili bölümde bu döneme ait birçok buluntu ve obje bulunmaktadır. Özellikle Asur ve Hatti medeniyetine ait mühürler, heykelcikler çeşitli tanrı ve tanrıça figürinleri, silahlar ile çeşitli hayvan biçimli kaplar (ritonlar: pişmiş topraktan yapılmış hayvan başı biçimli içine sıvı konulan kap) bu sergi salonunda bulunmaktadır. Bu bölümdeki eserler sadece bunlarla sınırlı olmamakta, bu buluntuların yanında ayrıca Asur çivi yazısı nadir örnekleri ile gaga ağızlı testiler, çeşitli seramikler, altın ve diğer değerli metallerden yapılmış süs eşyaları bulunmaktadır.
UNESCO Dünya Belleği Kütüğü
Bu buluntular da Kayseri Kültepe Kaniş Karumu, Aksaray Acemhöyük, Yozgat Alişar ve Çorum Boğazköy kazı alanlarından getirilmiştir. Özellikle Kültepe tabletleri 2015 yılında UNESCO Dünya Belleği Kütüğü’ne kaydedilmiştir.
Eski Hitit ve Hitit İmparatorluk Çağı Bölümü veya Sergi Salonu
M.Ö. 1750 ile M.Ö. 1200 yılları arasına denk gelen Hitit dönemi, Anadolu için çok önemlidir. Çünkü Anadolu topraklarının ilk merkezi sistem ile yönetilen devleti kurulmuştur ve bu devletin adı Hitit Devleti veya Hitit İmparatorluğu’dur. Bu dönem ayrıca Anadolu’yu her anlamda zamanının ilerisine taşımıştır. Gerek kültür ve sanatta gerekse edebiyat ve siyasi konularda Hitit devleti çağdaşlarından ayrılmıştır.
Hitit Çağı
Müzenin Hitit Çağı bölümünde Çorum Boğazköy Hattuşa ve Çorum Alacahöyük ile Eskiyapar, Çankırı İnandık, Tokat Maşat höyük bölgelerinde yapılan kazılardan çıkartılan eserler ve buluntular sergilenmektedir. Hititler, Anadolu’nun büyük bölümüne yayılmış olmalarına rağmen özellikle Çorum’da bulunan Hattuşa ve Yazılıkaya Anıt Mezarlığı ile Alacahöyük bu dönemi anlamak açısından günümüzde hala çok büyük önem göstermektedir.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi Hitit bölümü veya sergi salonunda ise Hitit Devleti ve imparatorluğundan kalma eserler sergilenmektedir. Bu eserlerin Hitit çivi yazıları, Hitit hiyeroglifleri, çivi yazısı kral mektupları, duvar kabartmaları, çeşitli pişmiş topraktan vazolar ve tören kapları, ortostatlar, tanrı ve tanrıça heykelcikleridir. Ayrıca Hitit mühürleri, Hitit sanatına ait çeşitli süs eşyaları da yine bu bölümde bulunmaktadır.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi Frig Krallığı Bölümü Eserleri
M.Ö. 1200 ve M.Ö. 700 yılları arasında Avrupa’dan Anadolu’ya gelen Frigler, Hitit İmparatorluğu’nu tarihten silerek Anadolu’da önemli bir yere gelmiştir. Başkentleri Ankara Polatlı’da bulunan Yassıhöyük köyündeki Gordion’dur ve Kütahya, Eskişehir, Afyon kentleri ve çevrelerinde yerleşim göstermişlerdir. Müzenin bu bölümünde de buralardaki kazılardan çıkan buluntular sergilenmektedir.
Frig seramikleri, Kybele heykelcikleri, kabartmalar ve ortostatlar ile çeşitli değerli madenlerden süs eşyaları, hayvan biçimli tören kapları ile Frig sanatının çeşitli objeleri bu sergi salonunda görülebilmektedir.
Geç Hitit Krallığı Bölümü
Friglerin yıktığı Hititlerin son zamanlarındaki (M.Ö. 1200 – M.Ö. 700) eserlerin sergilendiği bu bölümde özellikle kabartmalar ve ortostatlar görülmeye değerdir. Bu eserler Gaziantep Kargamış, Sakçagözü ve Zincirli ile Malatya Aslantepe ve Osmaniye Karatepe’deki kazılardan çıkartılmış ve müzeye getirilmiştir.
Urartu Krallığı Bölümü
M.Ö. 1000’li yılların başlarında Doğu Anadolu’da Van Gölü çevresinde, Asur akınlarından korunmak için devlet kurmuşlardır. Urartu Devleti M.Ö. 600’lü yıllarında Medler ve İskitlerin akınları sonucunda da yıkılmıştır. Anadolu Medeniyetleri Müzesi Urartu Krallığı bölümünde az sayıda bulunan Urartu çivi yazılı tabletler, Urartu silindir ve damga mühürleri, çeşitli hayvan ve insan yüzü kabartmaları bulunmaktadır. Ayrıca fildişi ve çeşitli madenlerden yapılma Urartu hayvan heykelcikleri ve ölü hediyeleri, kemerler, çeşitli silahlar da yine bu bölümdedir.
Burada bulunan eserler Erzincan Altıntepe, Ağrı Patnos, Van Toprakkale, Muş Kayalıdere ve Bitlis Adilcevaz kazılarından müzeye getirilmiştir.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi Lidya Dönemi Sergi Salonu Eserleri
Lidyalılar, parayı ilk bulan medeniyet olarak tarihe geçmiş olsa da aslında para daha önceki medeniyetlerde (Sümer ve Mısır uygarlıkları gibi) kullanılmaktaydı. Lidyalılar hakkındaki en doğru bilgi, Lidyalıların madeni parayı icat etmiş olmaları ve bu madeni paraya sikke demeleridir. En parlak zamanlarını M.Ö. 685 ile M.Ö. 546 yılları arasında yaşamışlardır.
Lidya hazinelerinin önemli bir bölümü 1960’lı yıllarda yurtdışına kaçırılmış olsa da 1993 yılında geri alınmış ve Uşak Müzesi bünyesinde sergilenmektedir. Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde ise Lidya sanatının önemli eserleri, çeşitli kaplar, süs eşyaları, kaplar, takılardan oluşmaktadır. Ayrıca Lidya hazinesinden birkaç parça da müzede sergilenmektedir. Bu eserler Manisa Kırkağaç ve Uşak Aktepe kazılarında bulunmuştur.
M.Ö. 1200’lerden Günümüze Anadolu Uygarlıkları Bölümü
Özellikle tarihi sanat eserlerinin bulunduğu bu sergi salonu birçok dönemi yansıtan heykel parçaları, heykelcikler, mezar taşları, kabartmalar ve buna benzer eserlere ev sahipliği yapmaktadır. Uzun bir koridor olan bölümde camekânlar içerisinde dönem dönem bu eserler incelenebilir.
Bu bölümde Efes antik kentinden, Letoon antik kentine, Helenistik dönemden Roma imparatorluğuna kadar birçok eser sergilenmektedir.
Çağlar Boyu Ankara Bölümü
Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara’nın tarihi ile ilgili bilgiler ve eserlerinin sergilendiği salonda kronolojik olarak Ankara ve çevresinde hüküm süren medeniyetler veya devletlerin günümüze kadar ulaşan objeleri bulunmaktadır.
Roma dönemi ve Helenistik dönem sikkelerinden, Anadolu Selçuklu Devleti eserlerine kadar birçok tarihi eser ve obje burada kronolojik sıralama ile müze ziyaretçisine sunulmuştur.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi Kuruluş Tarihçesi
Anadolu Medeniyetleri Müzesi tarih olarak Cumhuriyetimizden iki yıl daha yaşlıdır ve ilk olarak Ankara Kalesi burçlarından ‘Akkale’ isimli burcunda 1921 yılında kurulmuş ve hizmet vermeye başlamıştır. Müzenin ilk eserleri ise hemen yanı başındaki Roma hamamı ve Augustus Mabedi’nden toplanan eserlerdir.
Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Atatürk’ün emri ile müze eserleri genişletilmek istenmiş, Hitit eserlerinin de toplanması kararlaştırılmıştır. Ancak müze alanının yetersiz gelmesi sebebiyle bir Eti Müzesi kurulmasına karar verilmiştir. O zamanki olanaklarla yeni bir bina yapılması kararı yerine var olan binaların restore edilmesine karar verilmiştir. Bu anlamda Kurşunlu Hanı (Mahmud Paşa Hanı) ve Murat Paşa Bedesteni, zamanın Kültür Müdürü Hamit Zübeyr Koşay tarafından 1938 ile 1968 yılları arasında restore edilmiştir. Bedestenin orta bölümünde 1940 yılında restorasyon bitince, Akkale’deki eserler buraya taşınmış ve 1943 yılında da ziyarete açılmıştır. 1948 yılında da Akkale’deki eski müze yeri depo olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Müze son haline 1968 yılında kavuşmuştur. Bugün yönetim olarak kullanılan han yapısında kütüphane, araştırma odaları ve laboratuvarlar yer almakta, Bedesten ise teşhir salonları bütünü olarak ziyaretçilere hizmet vermektedir.
Avrupa Yılın Müzesi Ödülü
Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1997 yılında ise Avrupa Yılın Müzesi olarak seçilmiştir.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne İade Edilen Eserler
2002 yılından günümüze kadar 12076 tarihi eser, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne iade edilerek envanterlerine girişi sağlanmıştır. Sadece 2023 yılında ise 3000 adet tarihi eser, müzeye iade edilmiştir. Müzeye en son ise 2022 yılında İsviçre ile yapılan anlaşmaya istinaden 37 parça daha getirilmiştir ve müzenin restorasyon işlemlerinden sonra sergilenecektir. Bunların arasında 6000 yıllık Kusura tipi idol de bulunmaktadır. Eserlerin çoğu ise URartu dönemine ait eserlerdir.
Ankara Anadolu Medeniyetleri müzesi, yolu düşen herkesin ömründe en az bir kez görmesi gerekli bir müzedir. Birkaç saate sığdırılamayacak bu müzeye bir gün ayırmanızı, Türkiye topraklarının medeniyetlerini sindirerek gezmenizi öneririz. Bu müzede Anadolu Medeniyetleri ile ilgili tüm bilgiler önünüzde olacaktır. Ayrıca Soluklanmak için müzenin muhteşem bahçesinde vakit geçirebilirsiniz.
Ayrıca İlgili Kaynaklar:
Anadolu Medeniyetleri Müzesi Eserleri fotoğrafları
İç Anadolu bölgesi gezilecek tarihi yerler, antik şehirler
İç Anadolu bölgesi tarihi yerler, şehirler ve antik kent fotoğrafları
Türkiye müzeler, antik şehir ve tarihi kentler
Kültepe Tabletleri UNESCO
Anadolu Medeniyetleri Müzesi Etkinlikleri