Gelibolu Dupnisa güzergahı; bir Marmara bölgesi turu veya rotası olmakla birlikte size Marmara bölgesinin doğal güzellikleri ve yollarını tüm keyfi ile gösterecek bir rotadır. Marmara bölgesinde gezilmesi, görülmesi gereken tarihi yerler ve antik şehirler ile tarihimizde önemli yerlere sahip gezilecek yerler hakkındaki bilgiler içerikte bulunmaktadır. Marmara bölgesi gerek beşeri olarak, gerekse tarihi olarak önemli bölgelerimizden biridir. Bunun yanında doğal güzellikler de eklenince önemi artmaktadır. Peki Marmara bölgesindeki bu rotada nasıl gidilir ve bu güzergahın detayları nelerdir?
Gelibolu Dupnisa güzergahı yazısında diğer güzergah yazıları gibi çok detaylı bilgi vermeyeceğiz. Ancak güzergahtaki gezi noktalarına bakarak diğer sayfa ve yazılarımızda detaylı bilgiyi edinebilirsiniz.
Aşağıdaki çizelgede “>” işareti uğradığımız yerleri, “>>” konakladığımız yerleri ifade etmektedir:
İstanbul > Bozcaada >> Troya antik kenti ve Milli Parkı > Gelibolu > Seddülbahir > Kabatepe Orman Kampı >> Bigalı > Şarköy Uçmakdere > Tekirdağ > Kıyıköy >> Kırklareli Dupnisa Mağarası > İstanbul
Gelibolu Dupnisa Güzergahı fotoğrafları için tıklayınız
Marmara Turu Gelibolu Dupnisa Güzergahı Detayları
Aslında bu gezinin bizi büyüleyeceğini ve bambaşka yerleri içeren başka güzergahlara sürükleyeceğini bilmiyorduk. Türkiye’nin nüfus yoğunluğunun bulunduğu batı şehirlerine de yakın olan Gelibolu Dupnisa güzergahı sizler için de keyifli geçecektir diye düşünüyoruz. Bu rota kapsamında Edirne’ye gidemesek de, Edirne için bir başka güzergah planladık. Peki bu güzergah hikayesi nerede başlıyor ve nerede bitiyor?
Marmara turu Gelibolu Dupnisa güzergahı çerçevesinde, 2011 yılında ilk önce Çanakkale tarafını keşfedip daha sonra karşı kıyıya yani Gelibolu Yarımadası‘na geçmeyi planlayarak yola koyuluyoruz. Bu anlamda öncelikle Marmara Denizi’nin güneyinden yola çıkıyoruz. Burada bulunan antik kentler veya gezilecek yerleri bir başka rotada anlatacağız. Ancak bu yolu kullanırken kesinlikle Parion antik kentini gezmek isterseniz, harika bir karar vermiş olursunuz. İlk çıkılan yollarda duyulan heyecan gibi biz de heyecanlıyız. Troya Antik Kenti‘ni ve Çanakkale içini gezdikten sonra iyi bir kamp alanı bulmak için Güzelyalı’ya uğruyoruz. Her ne kadar 2011 yılı olsa da bilgileri güncel tutuğumuzu bilmenizi isteriz.
Güzelyalı Dardanos Orman Kampı’nda yer olmadığını görüp hayret ettik, çünkü buradaki alan çok büyük ve gerçek bir küçük koru. Güzelyalı bir sayfiye kasabası, kalacak otel, motel, pansiyonları da çok fazla değil, burada kalma imkanlarını gözden geçirip istikameti karşı kıyıya çeviriyoruz, ver elini Gelibolu. Çanakkale merkezinden, Kilitbahir kıyısına arabalı vapurla geçiyoruz.
Gelibolu Yarımadası
Bu arada Kilitbahir kalesi restore edilmiş ve açılmış durumda. 2018 yılı içinde ziyaretçiye açılan Kilitbahir kalesi tarihseverlerin ziyaretini beklemekte, bunu da bildirmiş olalım. Fatih Sultan Mehmet tarafından Kilitbahir köyüne yaptırılan kalenin önemi büyük. 1452 yılında İstanbul kuşatması esnasında Bizans donanmasının İstanbul’a yardım etmesini engellemek amacıyla yapılan Kilitbahir kalesi Gelibolu’da gezilecek yerlerin başında geliyor.
Bununla birlikte Seddülbahir kalesindeki restorasyon çalışmaları da tüm hızıyla sürüyor. Gelibolu Tarihi Yarımadasına ayrı bir anlam katacak olan Seddülbahir kalesi ve içinde bulunacak olan kale müzesinin restorasyonunun bitmesini ve açılmasını da dört gözle bekliyoruz.
Kilitbahir Kalesi ve Namazgah
Kilitbahir kalesini ve Namazgah tabyasını gezerek yarımadayı dinlemeye başlıyoruz. Gelibolu yarımadasında Kabatepe Orman Kampı’nda kalıyoruz ki burası yarımadanın batısında kalıyor. Çamların altında, çok büyük, çok düzenli bir kamp alanı burası. Hatta o kadar beğeniyoruz ki ikinci gece tekrar kalmaya karar verince yine buraya geliyoruz.
Bir sonraki durak Gelibolu yarımadasında en uçta bulunan ve Bozcaada’ya bakan Cape Hellas yani V burnu denilen Ertuğrul Koyu ve Seddülbahir Kalesi, burası da yarımadanın en güneyinde kalıyor. Şehitler Abidesi’nin tam karşısında, koyun diğer yanında. Yarımadanın her karışı başka bir hikaye dolu ama bu sefer bütün hikayeyi bitiremeyeceğimizi, buralara bir kaç sefer daha yapacağımızı bilerek güzergahımıza devam ediyoruz.
Bu arada Kabatepe Orman Parkı (eski adıyla Kabatepe Gençlik Parkı) 2018 yılında tekrar ziyarete açılarak günübirlik olarak kullanılmaya başlandı. Şu anda çadır kurulamasa da, günübirlik olarak gidip denize girebilirsiniz. Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığından edindiğimiz bilgilere göre 2019 yılında burası karavanlara da açık olacak ve çadır kurulabilecek. Aklınızda olsun.
Uçmakdere
Gelibolu yarımadasından kuzeye gitmeyi planlamıştık, ama hangi yoldan gideceğimizi belirlememiştik, içerden Keşan üzerinden değil sahilden Şarköy üzerinden gitmeyi tercih ediyoruz. Mürefte’yi geçtikten sonra bir süpriz karşılıyor bizi, Uçmakdere yolu ve yarları! Kalp çarpıntısıyla çıktığımız yolu, ki bir noktadan sonra gerçekten dikkatli olunması gereken bir yol, üzerimizden geçen yamaç paraşütlerini izleyerek iniyoruz :) Trakya’yı güneyden kuzeye kat ederek yol alıyoruz.
Miras Yolu Rotası kapsamında 2016 yılında bu civarda 5 köyde restorasyon çalışması başlamış durumda. Bu zamana kadar birçok evin restore edildiği köylerin çoğu, Osmanlı köyleri ve eski Türk mimarisini günümüze kadar ulaştırmış durumdalar. Marmara bölgesinde bu civarın kesinlikle keşfedilmesi ve gezilmesi gerekli diye düşünüyoruz. İstanbul’a da yakın olması sebebiyle yakın zamanda çok ziyaretçi çekeceğine eminiz.
Kıyıköy
Kuzeyde Kıyıköy, Marmara turu Gelibolu Dupnisa güzergahı içinde, o boz sureti ile karşılıyor bizi, kaldığımız yer küçük bir motel ve kamp alanı. Şansımıza enfes balık yapıyorlar, hani gündüz denizde avlayıp akşam sofranıza gelen cinsten. Kent dışına çıkınca müthiş bir doğa karşılıyor bizi. Önce Aya Nikola Manastırı’na gidiyoruz ve ormanlık alan içinde biraz geziyoruz. Sonra toparlanma hazırlanma ve İstanbul’a dönme vakti. Ama baktığımız rehberde Kuzey batıya gidersek Trakya’nın turizme açılmış tek mağarasını görebileceğimiz yazıyor. Akşama daha çok var, o yüzden bekle bizi Dupnisa diyoruz. Son yıllarda Kıyıköy’den başlayacak olan Türk Akımı Doğalgaz Santrali ve boru hattının, Kıyıköy’ü nasıl etkileyeceğini bilmiyoruz. Ama bu etkilenmenin pek de iyi olacağını da düşünmüyoruz. Bunu bekleyip göreceğiz. 2019 yılınan Mayıs ayında Kıyıköy boru hattının %70’i tamamlanmış durumda olup Kıyıköy halkının söz konusu projeyle ilgili memnuniyeti artmış durumda, bunu da bilmekte yarar var.
Müthiş bir yol sonunda Kırklareli’nin Demirköy ilçesinde, Sarpdere köyünün yakınında bulunan Dupnisa mağarasına ulaşıyoruz. Bulgar sınırına sadece 6.5 km yakındayız, o yüzden telefon ile konuşacaksınız hangi ülkenin operatörü var diye ekrana iyi bakın. 3150 metre uzunluğuyla Türkiye’nin en uzun mağaraları arasında yer alan Dupnisa, sadece 1/3’ü turizme açılmış olsa bile Türkiye’nin en uzun mağara olma özelliğini koruyor. Kuru ve halen aktif olan sulu mağaralar, içerdeki yükseklikler bizi etkiliyor. Her ne kadar turizme açılması adına tesisat ve yürüme yolları yapılabilmesi için tahrip edilmişse de Dupnisa bizi bambaşka bir boyuta çekiyor!
Dupnisa mağarasındaki görevli flaşsız fotoğraf çekebileceğinizi söyleyerek yardımcı oluyor. Bu arada Dupnisa mağarasının açılış zamanlarını öğrenmeden gitmeyin. Eğer kış sezonunda giderseniz mağara kapalı. O yüzden bilgi edinmekte fayda var.
Akşam oluyor, İstanbul’a dönme vakti…
Ayrıca diğer gidilen güzergahlar ve güzergah yazıları için buraya bakabilirsiniz.
Ayrıca İlgili Linkler:
Marmara bölgesi gezilecek yerler ve gezi rehberi
Marmara bölgesi fotoğraf galerisi
Seddülbahir kalesi ve Seddülbahir köyü bilgileri
Dupnisa Mağarası bilgileri
Gelibolu yarımadası gezilecek yerleri
Türkiye müzeler, antik şehir ve tarihi kentler
Marmara bölgesi hava durumu