Kadim kent İstanbul içinde bulunan ve Bizans döneminden kalan ve hem tarihi hem de mozaikleri ile Ayasofya’yla benzerlik gösteren Kariye Camii, İmparator Theodosius’un yaptırdığı surların hemen içinde yer almaktadır. Günümüzde Edirnekapı semtinde yer alan camiinin (Eski ismi Kariye Müzesi) yürüme mesafesinde Tekfur Sarayı da bulunmakta ve bu iki yapı, Bizans dönemi İstanbul’undan kalan önemli mimari yapılar arasında yerini almaktadır.
Büyük bir manastır kompleksi içinde olan ve bir manastır kilisesi olarak anılan Kariye’nin tarihi neden Ayasofya ile benzerlik göstermektedir diye soracak olursanız, bunun sebebi bu yapı da Ayasofya gibi çeşitli dönemlerde tekrar yapılmıştır. Ancak günümüzdeki Ayasofya üçüncü defa yapılan Ayasofya iken, Kariye ise günümüze kadar beş defa yapılmıştır diyebiliriz.
İstanbul’un Bizans Dönemi’nde yapılan birçok mimari yapı günümüze kadar gelememiş, yapı elemanları çeşitli Osmanlı yapıları için devşirme olarak kullanılmıştır. Ancak günümüze kadar gelen yapıların sayısı az olsa da ne kadar korunabildiği, restorasyonlarının nasıl yapıldığı zaman zaman tartışma konusu olmuştur. İşte Azize Kurtarıcı Hora Kilisesi de denilen Kariye Kilisesi veya Manastırı da bu yapılardan biridir. İçerisindeki mozaikleri, freskleri ve ikonaları ile yüzyıllardır ayakta kalmış olan Kariye Müzesi, 2020 yılında Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Camii statüsü verilmiştir. Aynı zamanda 1985 yılından itibaren Kariye, İstanbul’un Tarihi Alanları konu başlığında Zeyrek bölgesinde olması dolayısı ile Türkiye’nin UNESCO Dünya Mirası Listesi içinde yer almaktadır.
Kariye Müzesi fotoğrafları için lütfen tıklayınız
Kariye Müzesi Ziyaretçi Bilgileri ve Giriş Ücreti 2024
İstanbul gezilecek tarihi yerler arasında ayrıcalıklı bir konumda olan Kariye Müzesi, Kültür Bakanlığı’na bağlı iken müzeye girişte ücret alınmaktaydı ve bu ücret 65 TL idi. Ancak 2020 yılında Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlanmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlanan Kariye Cami Müzesi 2023 Şubat ayı tarihi ile restorasyon sebebiyle (!) kapalıydı. Kariye Müzesi Camii statüsüne geçildikten sonra hala açılmaması akıllara birçok soru getirmektedir. Son bilgilere göre 23 Şubat 2024 tarihinde sadece ibadete açılacak olup gezi amaçlı ziyaret bilgileri ise henüz net değildir. Bununla birlikte 6 Mayıs 2024 tarihinde Kariye Camii ibadete ve ziyarete açılmıştır.
2024 Yılının Ağustos ayında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından uygulanan ‘Koruma Amaçlı Ziyaretçi Yönetim Planı’na göre cuma günleri hariç haftanın altı günü açık olan Kariye Camii’ne giriş ücreti yabancı turistler için 20 Euro’dur. Türk vatandaşlarından ise ücret alınmayacaktır. Ayrıca namaz vakitlerinden 15 dakika önce turistik ziyarete ara verilecektir. Cuma günleri ise camii sadece ibadet amaçlı açık olacaktır.
Bununla birlikte diğer müzelerdeki gibi Yaz Dönemi – Kış Dönemi uygulaması olmadan haftanın her günü ziyaret edilebilen müzenin ziyaret saatleri önceden 09:00 ile 17:00 saatleri arasındaydı Sadece 31 Ekim – 1 Nisan arası müze 10:00’da açılmaktaydı. Ancak ibadet edilen camiye yine de gitmek isterseniz namaz esnasında namaz kılınan bölüm hariç diğer bölümleri gezebilirsiniz. Namaz bitiminde namaz kılınan bölümü de gezebilirsiniz. Eğer daha detaylı bilgi edinmek isterseniz Kariye Müzesi İletişim hattından bilgi alabilirsiniz: 0212 631 92 41
Kariye Camii (Kariye Manastırı Kilisesi veya Kariye Müzesi) Tarihi
İstanbul bilindiği üzere tarih öncesi dönemlerden beri bulunduğu coğrafyanın en stratejik konumuna sahiptir ve tarihte ilk olarak Yarımburgaz mağarası, Fikirtepe kültürü veya höyüğü başta olmak üzere iskân edilmiştir. Kurulduktan itibaren Byzantion, Byzantium, Konstantinopolis ve Konstantiniyye dönemlerini geçiren İstanbul’daki en önemli tarihi eserler, Konstantinopolis olarak anılan Bizans döneminden kalmadır. Tabi ki Osmanlı dönemi olan Konstantiniyye döneminde de pek çok şaheser yapılmış olsa da bunların bir kısmı, Bizans dönemi mimari eserlerinden devşirilen parçalarla da yapılmıştır. İstanbul ile ilgili bu tarihi süreçleri ve dönemleri İstanbul sayfası üzerinden takip edebilirsiniz.
İlk başta kilise olarak yapılan, sonra manastıra çevrilen, İstanbul’un fethi sonrası camiye ve Türkiye Cumhuriyeti zamanında müzeye dönüştürülen Ulusal Anıt statüsündeki Kariye Müzesi 2020 yılında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile ibadete tekrar açılmıştır. Ancak ibadet için gerekli düzenlemeler henüz yapılmamıştır.
Kariye Camii (Kariye Manastırı Kilisesi) Yapılışı ve Tarihi Dönemleri
Kariye’nin ilk yapıldığı tam tarih gerçekte bilinemese de günümüze kadar gelen Kariye’nin tekrar yapılış tarihleri ve geçirdiği onarımlar ile bunların tarihleri bilinmektedir. İşte bu noktada da Ayasofya ile benzerliği bulunmaktadır. Kariye Kilisesi ilk yapıldığında Konstantin’in yaptırmış olduğu surların dışında yer aldığı için ‘Khora’ ismiyle anılmıştır. Grekçe ‘Khora’, ‘kent dışı’, ‘uzak’, ‘taşra’ anlamına gelmektedir ve Konstantinopolis, Türkler tarafından fethedildikten sonra ismi Kariye olup bu da Arapça kökenli ve ‘kent dışı’, ‘uzak’ anlamına gelen ‘Karye’ sözcüğünden türemiştir.
Kariye Kilisesi Yapılışı
X. yy’da aziz ilan edilen Simeon Metafrastis (Symeon Metaphrastes)’e göre Khora Manastırı’nın yapıldığı arazi, 298 yılında Nikomedia (İzmit)’da 84 müridi ile şehit edilen Aziz Babylas’ın mezarının bulunduğu bir nekropol alanıdır. Arazi ve kilise, İmparator I. Konstantin’in yaptırdığı surların dışında kalmasına rağmen, II. Theodosius’un 413 yılında yaptırdığı kent surlarının içinde yer almaktadır. Bundan dolayı kilisenin ismi neredeyse 1000 yıl kadar sonra değiştirilecektir.
Manastırın yapılışı hakkında farklı görüşler vardır. Bu görüşlerden ilki I. Jüstinyen’in eşi Theodora’nın amcası komutan ve aziz Theodoros tarafından VI. yy’ın ortalarında, 536 yılında yaptırıldığıdır. İkinci görüş ise VII. yy’ın ortalarında İmparator Heraclius’ın generali Krispos tarafından yaptırıldığıdır. Ancak bilinen gerçek bu ilk yapının 6 Ekim 557 tarihindeki depremde yıkılmış olması ve dönemin imparatoru (I. Justinianus – I. Jüstinyen) tarafından yapının üzerine bir manastır inşa ettirmesidir. Bu manastır bazilika planlıdır. 740 yılında ise Patrik Germanos (I. Germanos)’un manastıra gömülmesi ile Khora Manastırı artık tarihte yazılı olarak yer etmeye başlamıştır. Aynı dönemde I. Ve II. İkonaklazm (İkona düşmanlığı) olayı yaşandığı için manastır aynı zamanda tahrip de edilmiştir.
Kariye Manastırı Kilisesi Büyütülüyor
787 Yılında toplanan II. İznik Konsili (Konsülü) sonrasında 843 yılında Kudüslü Mikhael Synkellos başkanlığında Kariye Kilisesi’ne üç şapel eklenmiştir. Bu esnada manastırın typikon (tipikon, manastırlarda tarihçe, işleyişi ve ritüelleri anlatan önemli yazma)’u da hazırlanmış olduğu varsayılmasına rağmen günümüze kadar ulaşamamıştır. Üç şapelin eklendiği bu yapım ve onarım dönemi, aslında Amerika Bizans Enstitüsü ve Dumbarton Oaks’ın arkeolojik çalışmalar sonucunda tespit ettiği beş yapım evresinden sadece biridir. Aynı zamanda yapının da ikinci yapım evresidir.
Kariye Manastırı Tekrar Yapılıyor: III. Tarihi Dönem
XIV. yy. Bizans tarihçisi Nikephoros Gregoras’a göre XI. yy’ın son çeyreğinde İmparator I. Aleksios Komnenos’un kayınvalidesi Maria Doukanai, harap olmuş hale gelen Khora Manastırı üzerine yeni bir kilise yaptırır. Kariye Kilisesi tarihi içinde üçüncü yapılış dönemi olan bu yapım ve onarımın aslına ne kadar sadık kalındığı günümüzde bilinmemektedir ancak yeni yapı kapalı Yunan haçı planlı olarak yapılmıştır.
Yine bu dönemde Bizans İmparatorları, Tekfur Sarayı’nda ikamet etmeyi Büyük Saray’a tercih ettikleri için Khora Manastırı Kilisesi’nin de önemi artmış olup Komnenos hanedanlığı manastırı ‘Kurtarıcı İsa’ya adamıştır.
Kariye Camii Tarihi IV. Yapılış Dönemi
İmparator I. Aleksios Komnenos’un oğlu İsaakios Komnenos, Konstantinopolis dışına sürgüne gönderilmeden önce 1120 yılında Khora Kilisesi’ni neredeyse tekrardan baştan yaptırmıştır. İsaakios Komnenos bani (yapan, yaptıran) olarak hakkını kullanmış ve manastırda kendisi için bir de mezar hazırlatmış olmasına rağmen buraya gömülmemiştir. 1120 yılındaki dördüncü yapım aşamasında yapı kapalı Yunan haçı planından kiborion planlı yapıya dönüştürülmüştür.
Kariye Camii Tarihi V. ve Son Yapılış Dönemi
Gerek 1204-1261 yılları arasındaki Konstantinopolis Latin istilası, gerekse 1 Haziran 1296 tarihindeki büyük İstanbul depremi sonucunda hasarlı ve kullanılamaz hale gelen Kariye Kilisesi’ni Bizans memuru sanatsever Theodoros Metokhites onartmış ve manastırı tekrardan yaptırmıştır. 1300’lü yılların başında (bazı kaynaklara göre 1315-1316, bazı kaynaklara göre 1305) İmparator II. Andronikos tarafından Metokhites ktetor (kurucu, bani) olarak atanmıştır. Bundan dolayı Metokhites hem manastır üzerinde dokunulmazlık konumuna erişmiş hem de Bizans’ta bir manastırın imparatorluk ailesinden gelmeyen ilk kurucusu onuruna erişmiştir.
Kariye Kilisesi tarihindeki bu en önemli ve kapsamlı onarım 1321 yılında bittiğinde, yapıya iç ve dış narteks ile yan şapel (pareklezyon – parekklesion) eklenmiş olup ayrıca tüm bölümler mozaik ve fresklerle süslenmiştir. Ayrıca Kilisenin ana kubbesi, kuzey tarafa bitişik iki katlı ek yapı (annex), naos bölümünün mermer kaplama levhaları yine Metokhites tarafından yaptırılmıştır. Metokhites 1332 yılında öldüğünde Khora Kilisesi’ne gömülmüştür.
Khora Kilisesi – Kariye Camii Osmanlı Dönemi Tarihi
1453 yılında Osmanlılar Konstantinopolis’i kuşattıklarında Khora Kilisesi’ne Theotokos Hodegetria ikonu kenti ve surları korusun diye getirilmiştir. İstanbul’un aynı yıl fethinden sonra kiliseye hiç dokunulmamış ve kilise işlevini yerine getirmeye devam etmiştir. 1511 yılında II. Bayezid döneminde sadrazam Atik Ali Paşa (Hadım Ali Paşa) tarafından camiye çevrilmiş ve hemen yanına da medrese yapılmıştır.
Khora Kilisesi camiye çevrilirken ana apsise mihrap eklenmiş, çan kulesinin yerine de minare yapılmıştır. Ayrıca kilisenin duvarlarındaki fresk ve mozaiklerin üzeri sıva ile kaplanmıştır. Kilise camiye dönüştürüldükten sonra Ali Paşa bu yapıyı Kilise Camisi olarak Çemberlitaş semtindeki camisiyle birlikte vakfına ekletmiştir. Khora Kilisesi, Kilise Camisi (Kenise Camisi) olarak anılsa da zamanla Kahriye veya Kariye (Ka’riye) Camisi olarak anılmaya başlanmıştır.
1544-1547 yılları arasında Petrus Gyllius (Pierre Gilles) camideki mozaik ve freskler hakkında bilgi vermese de 1578 yılında Stephan Gaerlach isimli gezgin Kariye Camisi’ndeki fresk ve mozaiklerden söz eder. 1794-1796 yılları arasında İstanbul’da yaşayan Jacques Dallaway da camiyi ziyaret ederek mozaik ve fresklerden bahseder. Bu durum mozaiklerin bir kısmının açılır kapanır kapaklarla korunduğunu veya gizlendiğini göstermektedir.
Öyle ki 22 Mayıs 1766 tarihindeki büyük İstanbul depremi sonrasında görevlendirilen Mimar İsmail Halife, Kariye Camisi’nde büyük bir onarım gerçekleştirmiştir. 1860 yılında ise Rum Mimar Peloppida Kouppas mozaikleri onarmış ve temizlemiştir. Temizleme sonrasında ise bir kısım mozaiklerin üzerine koruma amacıyla kapaklar yapmıştır. Bu kapaklara bir örnek olarak Mehmed Ziya’nın 1908 yılında yazdığı Ka’riye Cami-i Şerifi isimli kitabında görülebilir. Kariye Camisi ayrıca 1875-1876 yıllarında ve 1894 yılındaki deprem sonrasında II. Abdülhamid tarafından tekrar restore edilmiştir. 1917 yılında ise İstanbul’a gelen Alman İmparatoru II. Wilhelm Kariye Camisi’ni ziyaret etmiştir.
Cumhuriyet Dönemi Kariye Camii Tarihi
Kariye Camisi içinde ve çevresinde 1929 yılında kısmi restorasyon çalışmaları yapılmış ve naostaki Koimesis Mozaiği temizlenerek ortaya çıkartılmıştır. Kariye Cami 29 Ağustos 1945 tarihindeki Bakanlar Kurulu kararı ile Ulusal Anıt statüsüne yükseltilmiş ve 1948 yılında Müzeler İdaresi’ne bağlanarak Kariye Müzesi olarak hizmet vermesine karar verilmiştir. Aynı yıl cami içindeki ahşap minber sökülerek Zeyrek Cami’ne götürülmüştür.
Cumhuriyet döneminde Kariye Müzesi ile ilgili ilk bilimsel çalışma Vakıflar Müdürlüğü mimarlarından Cahide Tamer tarafından 1945-1946 yılları arasında yapılmıştır. 1948 ile 1958 yılları arasında Amerika Bizans Enstitüsü ve Dumbarton Oaks Merkezi Kariye Müzesi içinde çalışmalar yaparak tüm mozaik ve freskleri temizleyerek ortaya çıkartmıştır. Ayrıca 1955 yılında İstanbul’da Uluslararası Bizans Kongresi yapılacağından dolayı, bu dönemde yapının kurşun örtüleri yenilenmiş ve rölöve çalışması yapılmıştır.
2019 yılında Danıştay, 1945 yılındaki Bakanlar Kurulu kararını iptal ederek yapının müze ve müze deposu olarak kullanılmasını yasadan kaldırmış ve yönetimi Diyanet İşleri Başkanlığı’na devretmiştir. Son olarak 1 Ağustos 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Kariye Müzesi, tarihi süreci içerisinde ibadete tekrar açılmıştır.
1987 yılında, 1950 yılındaki Paul Underwood başkanlığında yürütülen çalışmaların bir sonucu olarak Robert G. Ousterhout tarafından Kariye Camisi mimarisi ve bezemelerine dair makaleler yazılmış ve bina içindeki freskler ve mozaikler dört büyük cilt halinde basılmıştır. 1997 yılında ise rahmetli Semavi Eyice tarafından fotoğraflı bir inceleme (monografya) yazılmış, bu yazı da İngilizce, Almanca ve Fransızca olarak basılmıştır.
Son olarak Türkiye Cumhuriyeti ve Osmanlı dönemi öncesi muhteşem mozaikleri ile günümüze kadar gelen Bizans yapısı hakkında daha çok fikir sahibi olmak istiyorsanız 2020 yılının Ağustos ayında tekrar camiye çevrilen Kariye Müzesi’ni kesinlikle görmeniz gerekmektedir.
Ayrıca İlgili Linkler:
Kariye Müzesi fotoğrafları
Türkiye UNESCO Dünya Mirası Listesi
Kariye Müzesi Mozaikleri
Kariye Müzesi Mimarisi
Kariye Müzesi genel bilgileri
İstanbul gezilecek tarihi yerler
Ayasofya hakkında bilgiler
İstanbul tarihi dönemleri Byzantium dönemi
İstanbul tarihi dönemleri Bizans dönemi
İstanbul tarihi dönemleri Osmanlı dönemi
İstanbul Bizans Anıtları ve Onarımları – Cahide Tamer
Kariye Camii Mimarisi (The Architecture of the Kariye Camii in Istanbul) Robert G. Ousterhout
İkonalarıyla Khora Manastırı Katholikonu – Sercan Keykubatlı
Kariye Camisi’ndeki (Chora Manastırı Kilisesi) Duvar Resimlerinin Koruma ve Onarım Süreçleri Üzerine – Arş. Gör. Berna Çağlar