Herodot ve Amazonlar kavramı tarih için önemli bir yere sahiptir. Tarih bilimi ile ilgileniyorsanız Herodot ismini duymuşsunuz ve kesinlikle araştırmışsınızdır. Tarihi olaylara ışık tutan ve tarihi anlamanızı sağlayan Alternatif Blog yazarları olarak, bu makalemizde sizlere Herodot konusunu ve Amazonlarla ilişkisini anlatacağız.
Bilindiği gibi tarih Herodot ile başlar. Herodot bize, tarihi anlamamıza yarayacak doneleri edinmiş ve tüm bunları anlamızı sağlamıştır. Herodot ve Amazonlar ile ilgili olan bu alternatif tarih yazısında Herodot’un biyografisi üzerine de bir kaç bilgi bulacağınıza eminiz.
Bu makalemizde Herodot kimdir, Neden Herodot ismini almıştır, nerede yaşamıştır, Amazonlarla bağlantısı nedir gibi konuları masaya yatırarak tarihin gerçek yüzünü ortaya çıkartacağız. O halde hadi başlayalım!
Herodot (Herodotos) Kimdir
Herodot, ‘tarihin babası’ olarak anılmaktadır. Bu lakabı ilk olarak bir Romalı olan Cicero ‘De Lagibus’ isimli kitabında bahşetmiştir. Aslında Yunanlı tarihçi olarak kayıtlara geçmiş olsa da Anadolu’da, Bodrum yakınlarında Halikarnas (Halikarnassos)’ta M.Ö. 484 yılında doğmuş ve seyahatlerine çıkmadan önce burada uzun yıllar yaşamıştır. Dolayısıyla aslında Yunanlı değil, Anadoluludur. Bu yanlış internetteki birçok sitede görülmektedir.
Yaşamı boyunca Kuzey Afrika ülkelerini gezmiş, Mısır’da kalmış, Mezopotamya, Filistin, Güney Rusya’yı görmüş ve yaşlılığında İtalya’ya çekilmiştir. Zamanın ulaşım araçlarını düşünürsek Herodot’un bu yerleri hem gezmesi hem de gezdiği yerler hakkında tarihi bilgiler vermesi zor olsa da bunu ilk eseri olan ‘Herodot Tarihi’ isimli araştırmasına yansıtmamıştır. Söz konusu bu eser 1973 yılında Perihan Kuturman çevirisiyle Hürriyet yayınları tarafından basılmıştır. Aslında Herodot’un ilk kitabı bu değildir. Herodot’un ilk kitabı ile ilgili bilgileri uzun araştırmalar sonucunda bulduk ve kitap bilgilerini sizin için aşağıda paylaştık.
Peki, Herodot tarih kitapları yazmadan önce ne yapardı, nasıl yaşardı ve dahası Herodot ismini nereden aldı? Herodot, Bodrum yakınlarında Halikarnas’ta doğdu demiştik. Yapılan çeşitli araştırmalar neticesinde Herodot’un doğduğu yıllarda Güneybatı Anadolu’da çiftçiliğin gelişmekte olduğu görülmektedir. Batı ve Güney Anadolu’da yaşayanlar, özellikle buğday ve soya fasulyesi ekmekte, ektiği bu ürünlerin hasadından Lidyalıların bulduğu para karşılığında refah içerisinde yaşamaktadır.
Herodot’un Hayatı
Babası değirmenci, annesi ise çiftçi olan Herodot, tarla ile çocukluk yıllarında tanışmış; ailesinden tarla nasıl sulanır, nasıl hasat edilir, soya fasulyeden nasıl ayrılır gibi konularda eğitim almıştır. Ergenlik çağına geldiğinde komşu tarlalara da yardıma koşan Herodot, bu iyiliklerinden ve yeni ot çeşitlerini (Şevketibostan, Radika, İstifno, Turpotu, Hardal, Filiz, Labada) de keşfettiği için kahraman olarak görülmeye başlanmış ve Hero-d-ot (Herodot) ismini almıştır. Böylece yöre halkı arasında sevilip sayılmaya başlanmış ve ünü Yunan adalarına kadar gitmiştir. Öyle ki bulduğu bu ot çeşitleri hala Girit mutfağında kullanılmaktadır. M.Ö. 465 – 455 yılları arasına gelen bu dönemde kaleme aldığı ve mısır yarması yapraklarına yazdığı ‘Fasulyenin Gastronomi Tarihçesi’ isimli kitabı Herodot’un ilk kitabıdır. Ancak yağmurlu bir günde kitabı yazdığı yaprakları dışarıda bıraktığı için yapraklar ıslanmış ve kitap günümüze kadar gelmemiştir.
Bunu da ikinci kitabı olan ‘Arpanın Tarihi ve Biranın Diyalektik Süreci’ isimli eserinde belirtmiş ancak muz yapraklarına yazdığı bu ikinci kitabını sabana koştuğu inekler yediği için, bu ikinci kitap da günümüze kadar gelmemiştir.
Herodot Ve Tarih
Tarihin babası, daha tarihin babası olmadan önce ve ergenlik çağını geride bırakırken, Anadolu’da Pers savaşları baş göstermekteydi. M.Ö. 499 – 449 yılları arasında geçen bu savaşlar esnasında Herodot, Pers imparatorluğunu inceleme fırsatı bulmuş ve sosyal bilimler, tarih bilimi, ekonomi bilimi ve turizm dalında ilerleme kaydetmiştir. Günümüzde Pers İmparatorluğu hakkında bilgi sahibi olmamızı ilk olarak Herodot’a borçlu olduğumuzu söylersek yanılmamış oluruz. Tüm yaşantıları ve kültürleri, kendi kültüründen farklı olan Persleri araştırmak için zaman zaman Pers bölgesine giden Herodot, burada kalbini bir Persli kadına kaptırmış fakat istediği karşılığı bulamamıştır. Feleğe kahreden Herodot, ‘Feleğin İnsan Yaşantısına Etkisi ve Çarkıfelek Tarihi’ isimli eserini yazmıştır.
Her ne kadar değişik kaynaklarda değişik değişik anlatılsa da Herodot’un ilk yurtdışı ve vize macerası bu noktada başlamış olup Yunanistan adalarına doğru yola çıkmış ve bir süre daha gezeceği yerler üzerinde çalışmalar yapmıştır. Özellikle Girit’te, bulmuş olduğu ot ürünlerini mezeler halinde deneyen ve çok hoşuna giden Herodot, M.Ö. 450’li yıllarda yeni tatlar, yeni maceralara açılmaya karar vermiştir. Portekizli denizcilerden öğrendiği Amazonlara gitmeyi düşünen Herodot, Amazonların nerede olduğunu iki yıl boyunca araştırmış ve Amazonlarda yetişen bitki çeşitlerinin neler olduğunu öğrenmeye çalışmıştır.
Herodot ve Amazonlar
Amazonlar bildiğiniz veya duyduğunuz gibi sadece kadınlardan oluşan savaşçı bir kabiledir. Anadolu kaynaklarında veya birçok kaynakta değişik şekilde tasvir edilse de çeşitli savaş aletlerini (ok, yay, mızrak vb.) çok iyi kullanan, iyi ok atmak için sağ göğüslerini kesen ve dediğimiz gibi savaşçı kadınlardan oluşan bir topluluktur. Amazonlar, gerçekten iyi birer savaşçı olmakla birlikte özellikle Anadolu’nun değişik yerlerinde yaşadıkları değişik kaynaklar tarafından dile getirilmektedir. Herodot’un bize aktardıklarına göre Akhilleus, Truva savaşında öldürdüğü Hector’un cesedini saygısızca taşıyınca Amazonlar da savaşa dahil olmuştur.
Amazonlar çiftleşmek için Çanakkale civarına gelmekte ve kız çocukları doğurduklarında bunları yine savaşçı olarak yetiştirmektedirler. Erkek çocuk doğurduklarında ise Halikarnas Balıkçısı’nın anlattığına göre, bu erkek bebeği öldürmemekte, kollarını bacaklarını kırmakta ve çeşitli ev işleri ve kölelikte kullanmaktadırlar.
Hatta bir söylentiye göre önceleri Amazonlar arasında yaşayan erkekler Zeus ile ilgili bir hikaye duymuş, ‘tohum bizde’ diyerek baş kaldırmışlar, ancak Amazon kadınları tarafından cinsel organları kesilerek ana Tanrıçalarına sunulmuştur. İşte günümüze kadar gelen sünnet olayının başlangıç öyküsü de budur (Bkz. Google’da ‘Cem Yılmaz kadın sünnetçi’).
Peki, Herodot bu savaşçı kadın kabilesi Amazonlar ile ilgili hikayeleri nasıl aktarmış ve günümüze kadar taşımıştır? İşte Herodot ve Amazonlar!
Herodot Sinop’ta
Herodot, M.Ö. 445 yıllarında yanına aldığı tava, tencere grubu ve tarihsel eserleriyle yola düşmüştür. Amacı, Amazonlara gitmek ve tarih bilimine katkıda bulunmaktır. Portekizli kâşiflerden edindiği harita eşliğinde (o zamanlar Google Map yok, bkz. www.google.com/maps) yollara düşmüş ve Sinop civarlarına kadar gelmiştir.
Akşamüzeri Sinop’a gelen tarihin babası, Anadolu insanının misafirperverliğini iyi bilmesi ve yol yorgunu olması sebebiyle karşısına çıkan ilk evin kapısını tıklatmıştır. Evde kimse olmadığını anlayınca kapıya ‘Herodot was here’ yazmış ve samanlardan derlediği bir düzenek üzerinde açık havada uyumuştur. Herodot her ne kadar uyku tulumunun da babası olarak anılsa da, böyle bir bilgi asla var olmamıştır.
M.Ö. 444 yılının 6 Haziran Perşembe günü, sağ böğründe bir acıyla uyanan Herodot, etrafında oklu, yaylı, mızraklı kadın savaşçıları görünce heyecana kapılmış ve ilk etapta âşık olduğu Persli kadını unutsa da, ikinci etapta içinde bulunduğu durumu anlamaya çalışarak ‘siz kimsiniz?’ (bkz. kimlerdensin) diye sormuştur. Aldığı cevap ile şoka uğrayan Herodot, bu Amazonların, o Amazonlar olmadığını anlamış ve çantasından getirdiği tencere takımını çıkartarak seyyar satıcılığa soyunmuştur. Ama tabi ki bu olay yememiştir.
Yine de kadın savaşçılar olan Amazonların kabile şefi büyük Amazon, duruma üzülmüş ve Herodot’un canını bağışlamıştır. Tarihin babası bu tarihten sonra Amazonların içinde yaşamaya başlamış ve Amazonların gelenek, görenek ve ananelerini hatta anneannelerini de yazmıştır. Bitkisel tarih bilimini bir kenara bırakan Herodot için artık güneşli günler yakındır. Amazonların tarihçesini yazmaya başlayan Herodot’a çeviri ve asistanlık konusunda kendisine yardım eden Hemoirot ile duygusal bir ilişki yaşamaya başlamış ve evlenmek için Amazonların şefinden icazet almıştır.
Amazonların Tarihçesi Yazılıyor
Bavullarını hazırlar hazırlamaz yollara düşen çift önce güney Rusya, sonra Filistin ve Suriye ile kuzey Afrika’yı gezmiştir. İtalya üzerinden Anadolu’ya geri dönmeyi planlamışlar ancak İtalya’daki bitkileri ve zeytinleri görünce burada kalmayı planlamışlardır.
M.Ö. 425 yılında vefat eden Herodot’un, M.Ö. 424 yılında yazılan ‘Antik Gazete’ haberine göre, eşiyle resmi olarak evlenmediği, sadece şaman (kam, kaman) nikahı kıydığı belirtilmiştir. Her gün oturup zeytin yiyerek gününü güneden Hemoirot ise Herodot’un anlattıklarını kitaplaştırmış, sürekli oturmasından dolayı bazı sıkıntılar çekince Herodot zeytinyağlı ve bol baharatlı patlıcan oturtması yemeğiyle kendisini tedavi etmiş, bu ve benzer tedaviler günümüze kadar gelmiştir.
Bilinmelidir ki Herodot’un kendisi tarihin babası sıfatıyla bizlere antik kültürler hakkında çok sağlam bilgiler vermiş ve bu bilgileri olduğu gibi eserlerine aktarmıştır.
Diğer alternatif tarih yazılarımız için ilgili sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.
Kaynakça:
Gearbest 110V 60W Lehim Kaynak Makinesi
İlgili Linkler:
Kadıköy – Taksim Dolmuş Linki